Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel felaketinden etkilenen Kastamonu Bozkurt’ta yaptığı konuşmada, “İnşallah sel felaketinin izlerini süratle silerek, yaraları sararak, kayıplarımızın acılarını beraberce yaşayarak, bu günleri en kısa sürede geride bırakacağız. Hasarların onarılması ve zararların telafisi için yapılan çalışmaları yakından takip etmeyi sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını kıldığı Bozkurt Yeni Camii’nde halka hitap etti.
Salı günü başlayan yoğun yağışların, Kastamonu, Bartın, Sinop illerinde büyük sel felaketlerine neden olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kastamonu’da Bozkurt, Azdavay, İnebolu, Küre ve Pınarbaşı ilçelerinin bu yağışlardan en çok etkilenen yerler olduğunu söyledi.
Bartın’ın Ulus, Sinop’un Ayancık ilçelerinin kimi köylerinin de selden ciddi şekilde etkilendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “geçmiş olsun” dileklerini iletti.
Selde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bartın’da kaybolan vatandaşımızı arama çalışmalarımız sürüyor. Yaralanan vatandaşlarımızdan ilk müdahaleleri tamamlananlar taburcu edilirken, az sayıda vatandaşımızın tedavisi hâlen devam ediyor. Rabb’imden kendilerine şifalar diliyorum” dedi.
“DEVLET OLARAK, TÜM İMKÂNLARIMIZLA FELAKETİN İLK ANINDAN BERİ SİZLERİN YANINDAYIZ”
Dünyanın birçok yeri gibi Türkiye’nin de bir süredir doğal felaketlerle boğuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sadece ülkemizde olan değil, Amerika’sı da böyle, Kanada’sı da böyle, Almanya’sı, Avrupa’nın birçok ülkesi böyle, bu tür felaketlerle şu anda boğuşuyorlar. Bir felakettir gidiyoruz ve temennimiz o ki bunlarla boğuşurken en az hasarla bu felaketleri atlatalım” diye konuştu.
Türkiye’nin güneyinde geçmişte eşi benzeri olmayan orman yangınları yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz’in doğusunda Rize’de, Artvin’de sel felaketleri yaşandığını anımsattı.
Antalya ve Muğla’daki yangın felaketlerini de hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun bu yangınların hemen hemen hepsini de kontrol altına almayı başardık. Ülkemizin kuzeyinde ise işte burada olduğu gibi sel felaketlerine maruz kaldık. Bir süre önce az önce ifade ettiğim gibi Doğu Karadeniz’de epeyce bir ilçemizde selin yol açtığı sıkıntılarla mücadele ettik” ifadelerini kullandı.
Birkaç gündür de Batı Karadeniz’de yine sel felaketlerinin yaşandığı dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Kastamonu ve çevresindeki illerimizde yaşanan felaketlerde hayatını kaybeden, zarar gören vatandaşlarımızın üzüntüsü, milletimizin ortak üzüntüdür. Devlet olarak tüm imkânlarımızla felaketin ilk anından itibaren sizlerle beraberiz. İçişleri Bakanı’mız, Çevre ve Şehircilik Bakanı’mız Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’mız, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’mız, hep birlikte bölgede şu anda çalışmaları sürdürüyoruz. AFAD başta olmak üzere Kızılay’ımızla birlikte yine bütün araç gereçleri ile buradayız. Aşından yemeğine ne gerekiyorsa hepsini yaptık, yapıyoruz yapacağız. Hâlihazırda 4 bin 760 personel, 19 helikopter, 1 insansız hava aracı, 66 ambulans, 41 UMKE, 630 hizmet aracı, 437 iş makinesi ve diğer pek çok araç gereç şu anda sahada faaliyet gösteriyor.”
“BU OPERASYONDA GÖREV ALAN BÜTÜN KARDEŞLERİMİZİ ALNINDAN ÖPÜYORUM”
Güvenlik güçlerinin mahsur kalan vatandaşları helikopterlerle kahramanca kurtardığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kahramanlarımız alnından öpülesi kahramanlarımız. Hiçbir şeyden yılmadan bunu başardılar ve bu yaptıkları operasyonda mağdur durumda olanların yüzde 95’ini kurtardılar. Allah göstermesin aksi olabilirdi, değil mi? Ama bunu başardılar. Bu öyle her kişinin karı değil, er kişinin karıdır. Ben askerimizi, polisimizi, bu operasyonda görev alan bütün kardeşlerimizi alnından öpüyorum. Onları tebrik ediyorum. Milletim adına tebrik ediyorum ve o operasyon bizi rahatlattı” diye konuştu.
Sepetin içerisindeki yeni doğmuş bebeğin kurtuluşunun gözleri yaşarttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hamdolsun Allah’a demek ki bizim böyle görevli kardeşlerimiz var. Onların o gayretleri, bu başarının sırrı olmuştur. Selden etkilenen Ayancık Devlet Hastanesi’ndeki hastaların tamamı diğer hastanelere nakledilmiş veya evlerine ulaştırılmıştır. Şehrimizdeki öğrenci yurtları, ihtiyaç hâlinde kullanılmak üzere hazır tutulmaktadır. Yolların ve köprülerin hasar görmesi sebebiyle ulaşımı aksayan yerler için alternatif güzergâhlar üzerinde şu anda Karayollarımız çalışmaktadır. Elektrik kesintisi yaşanan yerlere bir an önce enerji akışı sağlamak için de çalışmalar sürüyor. Aynı şekilde su kesintisi yaşanan yerlerdeki altyapı onarım çalışmaları da hemen başlatılmıştır. Haberleşmenin kesintisiz sürmesi için gereken mobil istasyonlar, ihtiyaç duyulan yerlere gönderilmiştir.”
“EVLERİ YIKILAN VATANDAŞLARIMIZI YENİ YUVALARINA KAVUŞTURMAK İÇİN HEMEN KOLLARI SIVIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hasar tespit çalışmalarının üç ilde 120 ayrı ekiple yürütüldüğüne dikkati çekerek, “Kredi desteğinden vergi ertelemelerine kadar tüm acil tedbirleri devreye almış durumdayız. Her bir hizmet alanı ile ilgili ekiplerimizi sel felaketlerinden etkilenen bölgelerde kesintisiz görev yapmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarımız da bu çalışmalara katılmıştır. Kurumlarımıza ilk etapta ihtiyaçları olan ödenekler hemen gönderilmiştir. Bölgedeki diğer iller de teyakkuz durumuna geçirilmiştir” dedi.
Sel felaketinde evleri yıkılan vatandaşları yeni yuvalarına kavuşturmak için kolları sıvadıklarını da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde sel sebebiyle vatandaşlarımızın zararlarının telafisi için çalışmalara başladık. Hayatını kaybeden insanlarımızı geri getiremeyiz ama devletimiz onun dışındaki her türlü kaybı telafi edecek güce, imkâna, kararlılığa sahiptir, bundan endişeniz olmasın. Bugüne kadar depremden sele ve yangına kadar yaşamış olduğumuz her hadisede Türkiye’de hiç kimsenin sahipsiz olmadığını hamdolsun dosta düşmana gösterdik. Bu arada diğer afet bölgelerinde de ifade ettiğim gibi burada da yine aynısını söylüyorum. Genel Hayata Etkili Afet bölgesi olarak burayı da aynı şekilde ilan ediyoruz. Kastamonu, Bartın, Sinop” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tabii felaketlerin ülkelerin ve milletlerin birlik, beraberlik, dayanışma ve paylaşma duygularının öne çıktığı dönemler olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bu işin siyaseti olmaz ama bakıyorum ki bazı kanallarda siyasetle yakından uzaktan da ilgisi, alakası olmayan tipler çıkıyor. Bütün bu afetlerin neyi, nasıl gelip götürdüğünden haberi olmayanlar çıkıyor, ileri geri konuşuyorlar. Bugüne kadar bir gramlık iş üretememiş olanlar ileri geri konuşuyorlar. Maalesef biz işimize bakacağız ve onların bu şekilde yaklaşımı bizi üzmez. Bizi üzen nedir biliyor musunuz? Böyle bir zamanda bir olmamız lazım, beraber olmamız lazım, iri olmamız lazım, diri olmamız lazım, kardeş olmamız lazım, milletçe bu milleti ayağa kaldırmamız lazım ama onlar bakıyorsunuz hâlâ gelip ‘Erdoğan’a ben nasıl vurayım da ona bir yerden yara vereyim’ dertleri bu. Yara veremezsin, biz bu milletle beraberiz, milletimizle beraber bu yola devam edeceğiz. Allah’ın izniyle biz bir ölür, bin diriliriz, aşıyoruz aşacağız işte.”
“TEK YUMRUK HÂLİNE GELMEYİ HAMDOLSUN BAŞARIYORUZ”
ABD ve Rusya’nın yangınların altından hâlâ kalkamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz 20 günü bulmadan buralarda, bu afetlerden büyük oranda hamdolsun kurtulduk. Ama gece-gündüz demeden benim tüm bakan arkadaşlarım oralardan çıkmadılar. Bütün kurumlarımız, kahramanlarımız yangın demeden oralarda çalıştılar ve şu anda hâlâ ‘aman ha’ diyoruz, rehavet yok, devam edeceğiz, çalışacağız ve bu işi bitireceğiz. Millet olarak geçmişte depremler, işte yine yangınlar şimdi de seller vesilesiyle tek yürek, tek yumruk hâline gelmeyi hamdolsun başarıyoruz” diye konuştu.
Her dönemde olduğu gibi bugün de bozguncuların, ülkeyi kötülemek, milletin arasına fitne sokmak için ortaya çıkabildiklerine işaret eden, Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Biliyoruz ki milletimiz, bunların hiçbirine de itibar etmiyor. Yaşadığımız bizim ortak sevinçlerimiz gibi ortak üzüntülerimiz de birliğimizi, inşallah beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendiren bir etkiye sahiptir. Hayatı acısıyla ve tatlısıyla ne kadar paylaşırsak, önümüzdeki engelleri o kadar kolay aşar, potansiyelleri o kadar hızlı hayata geçirebiliriz. Bunun için hep geçmişten ders alarak geleceğe bakıyoruz. Evlatlarımıza daha iyi, daha müreffeh, daha huzurlu bir ülke bırakmanın, daha güçlü bir devlet teslim etmenin gayreti içindeyiz. Yıkılanın yerine daha iyisini yaparak, yananın yerine daha fazlasını dikerek, eksilenin yerine daha çoğunu koyarak yolumuza devam ediyoruz. Ülkemizi gerçekten çok parlak bir geleceğin beklediğine tüm kalbimizle ve samimiyetimizle inanıyoruz.”
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN İNŞASI İÇİN HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK ÇALIŞIYORUZ”
Geçtiğimiz 19 yılda ülkeye her alanda kazandırdıkları sağlam alt yapının üzerinde büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için her zamankinden daha çok çalışıp, mücadele ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bakın şunu unutmayın daha da çok çalışacağız. Ormanlarımız yandı bitmedik ki, şimdi 19 senede biz bu ülkede 5,5 milyar fidan değil ağaç diktik. Nasıl diktiysek yine dikeceğiz ve küllerimizden ayağa kalkacağız. Bu işi de biz başaracağız” ifadelerini kullandı.
Alandaki bir vatandaşın, “Onlar bunu hayal bile edemiyorlar” sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Edemezler, dikili bir fidanları yok onların bu ülkede, şimdi ise konuşuyorlar. Ne yangın bölgelerine giderler ne sel bölgelerine giderler sadece rahat rahat oturdukları yerden gazel okurlar. İçinden geçtiğimiz şu kritik dönemi başarıyla geride bıraktığımızda artık bu ülkenin ve insanlarının önünde yepyeni bir dönem başlayacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye olarak, biz hedeflerimize yaklaştıkça maruz kaldığımız saldırıların çapı da büyüyor. Ülkemizin kutlu yürüyüşünü baskıyla, terörle, tuzakla, kumpasla engelleyemeyenler, son günlerde kin ve nefret siyasetiyle bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Bugüne kadar nice oyunları bozmuş millet olarak inşallah bu kirli senaryoyu da çöpe atacağız, çöpe. Bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak önce 2023 hedeflerimize ulaşacak, ardından gençlerimizle birlikte 2053 vizyonumuza yöneleceğiz. Unutmayın, sahabenin, şühedanın, âlimlerin şehri Kastamonu, her dönemde istiklal ve istikbal mücadelesinde hep en önde yer almıştır. Nasrullah Camii, bunun en önemli şahididir. Kiminle? Mehmet Akif Ersoy’la. Çanakkale’nin, İstiklal Harbi’nin, 15 Temmuz’un o kahraman şehrinin, Türkiye’nin bu büyük dönüm noktasında da ben yine en önde yer alacağına inanıyorum.”
Hep birlikte el ele vererek, bugünleri de en kısa sürede geride bırakacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel felaketinde hayatını kaybedenlere Allah rahmet dilerken, onlar için Fatiha okunmasını istedi.
Hasarların onarılması ve zararların telafisi için yapılan çalışmaları yakından takip etmeyi sürdüreceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, DSİ’nin bölgedeki çalışmasına yarın başlayacağını kaydetti.
KEMER KÖPRÜ TALİMATI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar bizim işimiz, siz rahat olun. Gelirken helikopterde de Adil Bakanıma söyledim, ‘artık düz köprü değil, kemer köprü.’ Kemer köprü yapmak suretiyle, bütün bu ağaçlar geliyorlar buraları tıkıyorlar. Mümkün olduğunca da betondan öte taş köprü olarak da bunları, kemer köprüyü yapıp bunların köprü altından gitmelerini sağlamış olacağız. Bunun proje çalışmalarını da bakanlık şu anda yürütüyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlarımızla, valilerimizle, kaymakamlarımızla, ilgili kurumlarımızla hep yanınızda olacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Milletimizi daha beterinden korusun. Çevre ve Şehircilik Bakanım burada. Yani burayı da diğer afetlerde olduğu gibi Allah’ın izniyle fevkalade bir durum olmadıktan sonra, Antalya’da verdiğimiz söz, Rize’de verdiğimiz söz gibi inşallah bir yıl içerisinde burada da bu konutları bitireceğiz. Tabi Ulaştırma Bakanlığımızın çalışması ayrı bir alan, onlar da alt yapıyla ilgili çalışmaları süratle inşallah bitirecekler, öbür tarafta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın çalışmaları var. Onlar biliyorsunuz süratle elektrik vermeye başladılar, birçok yerde elektrik verildi. Su konusunda da, su verilmeye başlandı. Hamdolsun durmuyoruz, çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bozkurt ilçesinde vatandaşlara hitap ettikten sonra Jandarma Genel Komutanlığı Mobil Harekât Merkezi’ne geçti. Burada düzenlenen koordinasyon toplantısına başkanlık eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki çalışmalar ve son duruma ilişkin yetkililerden bilgi aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca afette hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla bir araya gelerek, kendilerine başsağlığı dileğinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarının meydana geldiği Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde hayatını kaybeden Fatih Keşaplı için kılınan cenaze namazında saf tuttu.
Selde hayatını kaybeden 44 yaşındaki Keşaplı için Bozkurt Yeni Camisi’nde cenaze namazı kılındı. Namaza, Keşaplı’nın ailesi ve yakınlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da katıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından kıldırılan cenaze namazı ve edilen duaların ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her nefis ölümü tadacaktır” ayetini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Bunun nerede, nasıl olacağı belli değil. Tıpkı, Fatih kardeşimizde de olduğu gibi. Şöyle bir sorulsa ‘böyle bir şey olur mu?’ diye, kimse nerede, nasıl olacağını veya hocamızın da okuduğu ayette ifadesini bulan, ‘ne zaman olacağına dair’, bunu ifade etmek mümkün değildi. Netice itibarıyla böyle bir sel afeti ve bu sel afetinin neticesinde de Fatih kardeşimizi Hakk’a uğurluyoruz. Rabbim inşallah mekânını cennet eylesin ve sevgili Habibi’nin Liva-ül hamd ismiyle müsemma sancağı altında bizleri haşru cem eylesin. Zaten hocam helalliklerimizi de aldı. Tekrarına da gerek yok. Benim de Fatih’le ilgili arkadaşlardan aldığım bilgiler onun ne denli samimi olduğunu, Sırat-ı Müstakim üzere olduğunu öğrendim. İnşallah mekânı cennet olsun.”
Konuşmasının ardından Fatih Keşaplı için Fatiha okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tabutun taşınmasına da omuz verdi.
NERO TEKNİK TEKNOLOJİ VE BİLİŞİM Genel Müdürü Özgür Akın ve Tedarik Zinciri Direktörü Fatma Aksu’ nun katılımları aşağıda belirtilen etkinliklere birliktelik sağladılar.
Yüksek teknoloji ürünlerinin yatırımcısı, üreticisi ve distribütörü ve aynı zamanda dijital dönüşüm, yüksek teknolojik ürünler, endüstriyel ekipmanlar ile İzmir’ de faaliyetlerini sürdüren NERO TEKNİK TEKNOLOJİ VE BİLİŞİM ,İstanbul,Ankara ve İzmir illerinde Ekim-Kasım aylarında farklı etkinlikler ile “Günümüz işletmelerinde dijital ekonomi ve dijital çağın etkileriyle birlikte yeni arayış “dijital” olmaktır mesajı ile farkındalık yarattı.
02- 15 Kasım 2024 tarihinde İzmir’ de başlayan etkinlik ile ;
02 Kasım tarihinde ,Yüksek İstişare Kurulu ile Türkiye’nin en büyük ilk 500 firmasının satın alma yöneticilerinden oluşan TÜSAYDER-WOMEN İzmir Buluşmasına katılım sağladık
İzmir Valiliği ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen ve İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin ev sahipliğinde organize edilen etkinliğin “İkinci Yüzyılın Ekonomisi” temasıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Habitat Derneği ve GEN Türkiye koordinasyonuyla “G3 Forum Girişimcilik Zirvesi” etkinliğinde bir araya gelindi.
Özgür AKIN, TÜSAYDER Etkinlik Sponsoru olarak yaptığı Basın açıklamsında, “Dijital dönüşümü gerçekleştirmek için, değişimle başa çıkma ve başarılı bir şekilde yenilikler oluşturmada sürekli öğrenme yeteneklerini vazgeçilmez bir önkoşul olarak geliştirmeleri gerekmektedir” diyerek etkinlikten bir çok öğrenme imkanı kazandık dedi.
19-22-23 Kasım tarihleri aralığında Ankara’ da etkinlik kapsamında ;
Türk otomotiv sektörünün halen faaliyette olan en eski üretici kuruluşu ve aynı zamanda paydaşımız Türk Traktör , yine Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) ziyaretlerimiz dahilinde, “teknoloji transfer ofisleri, araştırma geliştirme merkezleri, eğitim ve bilgilendirme merkezleri ile diğer birimler” ile ziyaretlerimizi gerçekleştirdik.
21 Kasım TRT Genel Müdürlüğü -Oran Ankara ziyaretimizde de , Satın Alma ve Tedarik Birim Başkanlığı ile görüşmeler sağladık.
Gelişen ve büyüyen Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap veren, uluslararası yayıncılık vizyonuna sahip, yeniliklere uyum sağlama becerisi olan, dünyanın bilinen en etkin ve en başarılı kamu yayıncısı TRT ile çalışmanın hazzı ile iş birliği sürecimizin devamlılığı noktalarında görüş alış verişi sağlandı.
Emeğin ve alın terinin simgesi olan, aydınlık bir gelecek için dünyaya ışık veren, enerji veren, değer katan, alınterleri kutsal, kazançları helal, elleri nasırlı, yüzleri kömür karası, yürekleri tertemiz İşçisi, Mühendisi, İşvereni, Öğrencisi ve Sektöre Emek Veren Tüm Dostlara Kutlu Olsun.
“İyi ki Varsın” yazı dizimizde başarıdan başarıya koşan, her başarısının altında “Hayalleri olan hayatımda, umutları olan kadınlarla birlikte” … her şeye, herkese rağmen içindeki kadını kaybetmeden güçlü durabilmek adına felsefesi olan, ayrıca ; Ankara Kocatepe Mimar Kemal Lisesi ardı sıra, Ankara Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü’nde okuyup, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü yüksek onur derecesiyle ve birincilikle bitirmiş, 1972 yılında Anadolu’nun en köklü yerleşim merkezi Osmanlı’nın Başkenti İstanbul’da, Üsküdar’da dünyaya gelen, Hande Dengim Bağcıoğulları’ na yer verdim.
Hakkında sayısız yazılar yazıldı… O zaman, üzerinde durmamız gereken temel soru şu: Dün hakkında değişmekte olan dünya ve yeni kuşak insanlar mı yoksa belli bir yaşa gelen muhafazakar eğilimli insanların dünya algısı mı? “Bir bugün iki yarına bedeldir. İki günü eşit olanın bir günü kayıptır” deyişi, yalın bir gerçeği yansıtır. ‘Bugün’ halen elimizde mevcut zaman dilimidir. ‘Yarın’ ise hayal edilerek tasarlanan bir şimdidir. Zihnimizin geleceğe ait projeksiyonudur. Bugün dünden iyisini yapmak ve yarın daha da iyisini yapmak en önemli insani sorumluluğumuzdur.”
Hande Dengim Bağcıoğulları “Yapmamız gereken şeyler arasında en başta olması gereken; ‘özsevgi ve özdeğer’ tam olarak nedir bunu anlamak ve içsellestirebilmek. Kendinizi sevmeniz, kendinize her şeyden ve herkesten çok DEĞER vermeniz, bunu dengeli ve sağlıklı bir şekilde hayata geçirebilmeniz çok önemli,” diyerek; “Dün, Bugün, Yarın, hata yapacağım bir gün değil. Zaten, hata yok, öğrenmek, ders almak ve ilerlemek var.” diyerek işe başlamanın önemine vurgu yapıyor. Enerji Petrol Medya Grup olarak şu parantezi açarak yazı dizimize devam ediyorum: Kendisinin profesyonel çalışma hayatına ‘Merhaba’ demesi 1996 yılında İstanbul’da, bilişim sektöründe başlamasıdır. Sektörde sıfırdan başlayarak üst düzey yöneticiliğe kadar ivmelenen bir kariyer çizgisinde kamu ihale, proje satış pazarlama, kurumsal iş geliştirme, teknik koordinasyon ve altyapı konularında uzmanlaşmıştır. 2006 yılından itibaren, uluslararası bilişim ve yazılım firmalarının İngilizce-Türkçe çeviri projelerini yürütmüştür.
2013 yılından bu yana, toplumların ve bireylerin sağlıklı, kaliteli ve dengeli yaşamına katkı sunan ruhsal, bedensel ve zihinsel bütüncül terapiler konusunda çalışmaktadır. Alana yönelik yenilikçi yöntemleri, metodolojik yaklaşımla geliştirmekte ve kullanmaktadır. Bioenerji Uzmanı, Aile Danışmanı, Profesyonel Eğitmen Koç, NLP Uzmanı, Hipnotist ve Flash EMDR / Mindfulness / Kabul ve Kararlılık / Bilişsel Davranışçı / Şema / Duygu Odaklı Terapist olmasının yanı sıra, farklı psikoloji ekolleri, sufi şifacılığı, kadim sırlar ve nefes teknikleri gibi konularında değerli birçok üstattan ve hocadan eğitimler almış olup, İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de, uzaktan/yüz yüze bireysel/grup/çift/aile danışmanlığı ve terapi seanslarına devam etmektedir. Mesleki eğitim, duyuru, seminer, atölye ve kamp çalışmaları düzenlemektedir.
“Zaman, kıymetini bilmeden harcadığımız, fazlasını hayal edip elimizdekini kaybettiğimiz ‘zaman’. Her şeyin ilacı sandığımız, her şeye kadir zaman. Mucizeleri barındıran, üzüntüleri unutturan. Ömrümüz, geçmişimiz ve geleceğimiz. Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız. Kayıplarımız ve umutlarımız. Önümüz ve arkamız.” diyen, tüm mesleki unvanlarının da ötesinde, insanın derin içselliğini çok iyi kavramış ve bunu hayatına mesleki çalışmaları ile yansıtan zamansız ve gerçek bir “Halkla İlişkiler Uzmanı” Hande Dengim Bağcıoğulları ‘nın sözleri ile yazı dizimizin ana temasına katkı sağlıyor.
Hande Dengim Bağcıoğulları “Sevgi ve samimiyet, hem meslek yaşamımda hem de yaşamımın tümünde en güçlü değerlerim oldu.” diyerek adeta İnsanoğlunun Dünü Bugünü ve Yarını hakkında anekdot veriyor: “Zira, samimi insanlar her zaman çok korkutucudur, gölgeleri yok, silah kullanmıyorlar. İşte tam olarak da bu yüzden durdurulamazlar. Samimiyet, insanın en saf ve güçlü yanıdır çünkü maskesizdir, gölgesizdir. Kendine dürüst olanlar, korkularıyla yüzleşir, karanlıklarını kucaklar ve içlerindeki gerçek ışığı ortaya çıkarırlar. Samimi insanlar silaha ihtiyaç duymazlar; onların savunması, başkalarının zayıflık dediği şeyleri birer mücevher gibi taşımaktır; nihayetinde de onları faydaya ve başarıya dönüştürebilmektir. Samimiyet, gölgeleri olmayan bir dünyaya açılan kapıdır ve bu kapı, yalnızca kendine sadık olanlara aralanır.” dedikten sonra ekliyor: “Ve sevgi…’Herşeyin bir güzelliği vardır ama herkes bunu göremez.’ derken Konfüçyüs neler gördü kim bilir? Bakmadan görebilmek, işitmeden duyabilmek, hareket etmeden koşabilmek… Sevgi, bazen görünmeyeni görüp, kalbin derinliklerinde yankılanan o sessiz izlerde eminlikle yürüyebilme cesaret ve kararlılığını gerektiriyor. Çünkü gerçek görmede, göz kapaklarının ardındaki sonsuz evrenler görünür olma potansiyeli ile her an keşfedilmeyi bekliyor. Ve duyulan, kulaktan değil ruhun yankılarından geliyor. Ve koşmak bazen, hiçbir yere gitmeden kendini bulmak anlamına geliyor. Sevgi, insanın sadece dış dünyayı değil, kendi içindeki evreni de fethetmesini kolaylaştıran en güzel yol arkadaşı… Ve bazen çıkış yolu aradığım, kolay olmadığını ya da yorulduğumu hisettiğim her durakta o anımsatıcı soruyla bana ‘Ben’i ve yolumu hep hatırlattı, hatırlatmaya devam ediyor:
Eğer koluma alıp bir başlangıcı çıkıp gitsem senden, dökülür müsün yollara ‘Biz’i bulmaya?” İyi ki varsın yazı dizimde de yer verdiğim Hande Dengim Bağcıoğulları’nı “Dünden Bugüne Yarından Geleceğe” isimli yukarıda yazı dizimin tamamında başarılı çalışmalarını saymakla bitiremiyoruz.
Hande Dengim Bağcıoğulları, Hz Mevlana’nın ‘ Dert yol gösterir.’ sözüne atıfta bulunarak şu ifadelere yer veriyor. “Aslında sağlık sorunlarıyla gelen danışanlarım terapilerinde neler farkettiklerini ve neler anladıklarını bana şu şekilde söylüyorlar. ‘Enerji olduklarını ve bizleri negatif düşüncelerin hasta ettiğini’ ifade ediyorlar.
Enerjimiz yükseldiğinde bireysel ilişkilerimiz düzelir, kendine güven artar, yüksek enerjimizi çevremize de yayarız. Kariyerde başarılı olacak motivasyonu ve gücü içinde buluyor danışanlar. En güzeli de içsel huzur ve mutluluğa kavuşmuş oluyorlar.”
Hz. Mevlana’nın , Dünü, Bugünü ve Yarını anlatırken güzel bir sözünü hatırlatarak . “Yarın yaparım, yarın yaparım deme! Bugün de dünün yarınıydı, ne yapabildin?” sözü ile adeta yazı dizimizin ana temasına vurgu yapıyor. Bu engin deneyim, derin bilgi, özgün beceri ve başarılarının devam etmesinin, ülkemiz adına sosyal yaşam ve dayanışma alanında katacağı yüksek değerlerin bilinci ile saygılarımızı sunuyoruz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.