Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen “Kütüphane Söyleşileri” programında, Türkiye’nin farklı illerinden gelen gençlerle bir araya gelerek sohbet etti ve gençlerin sorularını cevapladı.
“TÜRKİYE, DÜNYADAKİ AŞI UYGULAMASINDA EN ÖNDE GELEN ÜLKELERDEN BİRİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19’la mücadele kapsamında Türkiye’nin dünyadaki aşı uygulamasında hemen hemen en önde gelen ülkelerden biri olduğunu söyledi.
11,5 milyonu ikinci doz olmak üzere toplam 26,5 milyon aşılama yapıldığı bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi 26,5 milyon aşılama tabii önemli bir rakam. Şimdi dünkü Kabine Toplantısı’ndan sonra attığımız adımla birlikte hızla bu daha da artacak” diye konuştu.
Bir gencin, sosyal medyada “kısıtlama döneminde turistlere serbest, vatandaşa yasak” diye bir algı oluştuğunu ifade ederek bu konudaki düşüncesini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yani şunu arkadaşlar, iyi değerlendirmemiz lazım, yani ‘turistlere serbest, vatandaşa yasak’ fikri, bunların hepsi sadece ‘İktidarı biz nereden çökertiriz, iktidarı biz nereden zayıf düşürürüz?’ Şimdi bu sabah bir televizyon kanalında baktım ki bir açılış yapılıyor bir yerde, ‘turizm çöktü’ diyor bu yeni siyasete giren şahıs. Biz göreve geldiğimizde 12 milyon dolar gibi turizm geliri vardı ama biz bu rakamı 35 milyar dolara kadar çıkarttık. Ama şu anda bir koronavirüs döneminden geçiyoruz ve turist vesaire bunlar zaten gelemiyor. Gelenler öyle veya böyle bazı riskleri göze alarak geliyor. O riskleri göze alarak gelenlere de biz diyeceğiz ki, ‘sen riskleri her ne kadar göze alarak geldiysen de sokaklarda dolaşamazsın arkadaş.’ Gelmiş zaten, yani ona biz niçin kapıyı kapatalım? Yani oradan 3-5 dolar veya avro girecekse ülkemize, bırak girsin. Zaten nerelere nasıl para harcayacağı da belli.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, turistleri Türkiye’ye getirmenin arayışı içinde olduklarını belirterek, birçok Avrupa ülkesiyle görüşmeler yapıldığını, turistlerin ülkeye girmesi konusunda Kovid-19 kapsamındaki her türlü tedbirin alındığını ifade etti.
Vakaların 10 binlere inmesinin alınan kararlı adımların neticesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kısmi kapanmayla tam kapanma arasında bu farkı çok açık, net gördük. Şimdi hedef, her şeyden önce 5 bine inmek, yani 5 bine indiğimiz andan itibaren tabi çok daha rahatlayacağız” dedi.
Türkiye’nin aşı konusunda dünyada sayılı ülkeler arasında olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta öğretmenler olmak üzere polis, jandarma gibi öncelikli kesimlerin aşılanma sürecini de devam ettirdiklerini söyledi.
Bir gencin, ülkede “yabancı öğrenci” sayısının artmasına ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “yabancı öğrenci” ifadesini kullanmak istemediğini, “küresel” veya “uluslararası” ifadesini kullandığına işaret etti.
Küresel öğrencilerin Türkiye’den ayrıldıktan sonra kendi ülkesinde veya gittikleri herhangi bir yerde Türkiye adına bir misyon şefliği yapacaklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu öğrencilerimiz Türkiye’nin adına oralarda çok ciddi propagandalar yapacak, bizim birer propagandistimiz olarak kendi ülkesinde de gittikleri farklı ülkelerde de bu çalışmaları yürütecekler, bundan hiç endişeniz olmasın” diye konuştu.
Bir gencin uluslararası medyanın ve batılı devletlerin Filistin’de yaşananlara sessiz kaldığını ifade ederek, “Bu insan hakları ihlalleri ve bu zulüm ne zaman son bulacak, görüşleriniz nelerdir?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları anlattı: “Her şeyden önce olayı uluslararası bazda değerlendirmeyelim. Maalesef ülkemizde de aynı kafada olan, aynı yanlışı ortaya koyan siyasi liderler var. İşte şu anda muhalefetin bir kanadı örneğin benim Netanyahu ile âdeta aynı çizgide olduğumu söyleyecek kadar grup toplantısında bir açıklama yapıyor. Filistin dendiği zaman, benim ciğerlerim âdeta sese gelir ve o Filistin’in haritadaki yerini bilmeyecek kadar zavallıdır. Ben ise, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 47’den bugüne bu terör devleti İsrail’in Filistin’i nasıl topraklarını işgal edip 47’den itibaren bugünlere geldiğini Genel Kurul’da haritayla göstermişimdir.”
Gençlerin belki birçoğunun o konuşmayı izlediğini, 1947’den bugüne kadar nasıl o toprakların işgal edile edile küçüldüğünü ve bugün âdeta işgal devleti, terör devleti İsrail’in, Filistinlilere yaşanacak yer bırakmadığını anlattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar Filistin’e Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapmış olduğu tüm desteklerin AK Parti iktidarı döneminde olduğunun altını çizdi.
“BİZİM İÇİN TÜRKİYE 780 BİN KİLOMETREKARE DEĞİLDİR, BİZİM İÇİN HER YER TÜRKİYE’DİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite eğitimini Türkiye’de tamamlayan Irak Türkmeni bir öğrencinin sorusu üzerine, Türkiye’den Türkmeneli ile çok çok aşırı ilgilenmelerinin birilerini yine rahatsız ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama rahatsız etse de etmese de Türkmeneli’ne biz şu anda verdiğimiz her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Aynı durumun Filistin için de geçerli olduğunun altını çizen Erdoğan, “Yani Filistin’e biz ne veriyoruz, bunu Filistin’i yönetenler çok iyi bilir. Ve ben bunu buradan anlatıp da yani Türkiye’deki ana muhalefete, muhalefete ifade etmeme gerek yok. Benim için önemli olan, bu işi biz iktidara gelene kadar hiçbir Türkiye’deki yönetim kadroları bu tür destekleri Filistin’e vermedi, Irak Türkmeneli’ne vermediler ama biz verdik ve veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bizim için Türkiye 780 bin kilometrekare değildir, bizim için her yer Türkiye’dir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onun için de buralarda attığımız adımlar, Filistin’de de Kıbrıs’ta da Doğu Akdeniz’de de aynı şekilde Irak’ta da hep bunun içindir. Eğer bize bu soruları o soran zevat, muhalefet şu anda iktidarda olsaydı bizim Doğu Akdeniz’de hâlimiz haraptı. Biz Kıbrıs’ın çevresindeki bütün o haklarımız noktasında hiçbir şeyi hak edinemezdik. Bunlar bir tane sismik araştırma gemisi alamadılar, bir tane sondaj gemisi alamadılar. Ama biz sondaj gemilerini aldık, sismik araştırma gemilerini aldık. Şu anda bizim beş tane bu şekilde gemimiz var ve kimseye muhtaç değiliz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de inşallah güzel müjdeler de alıyoruz, bu müjdelerle beraber de yakında inşallah petrol, doğal gaz, bunların haberini alırsanız şaşmayın. Bunları zaten aldığımız andan itibaren dünyanın Türkiye’ye bakışı çok daha farklı olacak” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Temmuz’da Kıbrıs’ta olacağını açıklayarak, “Kuzey Kıbrıs’tan gerekli mesajları tüm dünyaya inşallah oradan vereceğim ve onun için Kuzey Kıbrıs’ta olacağım. Çünkü Kuzey Kıbrıs’ta bizim bulunmamız, Kuzey Kıbrıs’tan bizim vereceğimiz mesajlar sadece adayı değil tüm dünyayı ilgilendiriyor ve eğer siz bu kararlılığınızı göstermezseniz, bu duruşunuzu ortaya koyamazsanız, kimse sizi adam yerine koymaz” dedi.
“YAKINDA FETÖ TAKIMINDAN DA ÖNEMLİ BİR İSMİ AÇIKLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele çalışmalarına da değinerek şöyle devam etti: “Biz bugüne kadar çok Sofi Nurettinler öldürdük ve bunlar hâlâ devam ediyor, edecek. Hedefimiz şu anda Kandil, Kandil’i de çökertmemiz lazım. Yani biz Cudi’de, Beslerderesi’nde, bütün buralarda terörle mücadelemizi bugün eğer askerimizle, emniyet teşkilatımızla beraber yürütüyorsak, jandarmamızla beraber yürütüyorsak, demek ki ülkemizin yönetiminde bir farklı dönem şu anda yaşanıyor. Yani öyle rastgele bir yönetim yok. Ne yaptığını bilen, attığı adımı gayet iyi bir şekilde bilen ve bununla birlikte de ‘hedefim benim şu ve bu hedefi de şu kadar zaman içerisinde gerçekleştireceğim.’ bu planlamayla yürüyen bir Türkiye Cumhuriyeti var. Ve bunu da başarılı bir şekilde şu anda sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Yakında FETÖ takımından da önemli bir ismi açıklayacağız, şu anda elimizde. Şu Sofi Nurettin olayı biraz şöyle bir kenara geçsin, ondan sonra da FETÖ’den kimi yakaladık, hesaba çektik, ne durumda onun açıklamasını da inşallah yapacağız.”
HAYVAN HAKLARI KONUSUNDA HÜKÛMETİN ÇALIŞMALARI
Bir öğrencinin hayvan hakları konusunda hükûmetin çalışmalarını sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda hayvan hakları konusunda özellikle Tekirdağ Milletvekilimiz ve Genel Başkan Yardımcımız her ikisi de yoğun bir çalışmanın içerisindeler. Mustafa Yel ve Özlem Hanım bu çalışmaları yoğun bir şekilde sürdürüyorlar” bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un Adalar ilçesinde 900’ü aşkın atın âdeta telef edilmeyle karşı karşıya getirildiğini belirterek sözlerini şunları söyledi: “Öyle bir noktaya geldi ki, 900’ü aşkın atın nerede olduğu dahi belli değil. Günlerce televizyonlarda bu atlar nerede sorusu cevabını aradı, bu cevap bulunamadı. Şimdi bunun cevabını kim vermesi lazım? İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı’nın vermesi lazım veya Adalar İlçe Belediyesi vermesi lazım. Nerede bu atlar? Bunların hastalık üretmesi söz konusu olabilir, bununla ilgili de bir cevap yok.”
“HER İLE ÜNİVERSİTE KAZANDIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine Türkiye’deki yükseköğretim imkânlarını, kapasitelerini anlatarak, göreve geldiklerinde 76 olan üniversite sayısını 207’ye yükselttiklerini, her ile üniversite kazandırdıklarını kaydetti.
“Bu konudan bakarsak, tabii ki belki dört dörtlük bir imkân yok ama ben şunu söyleyebilirim rahatlıkla, biz göreve geldiğimizde harç… Biliyorsunuz biz kaldırdık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burs miktarlarını artırdıklarını, tıp fakültelerine ve teknik fakültelere ciddi yatırımlar yaptıklarını sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şampiyonlar Ligi ve Formula 1 organizasyonlarının Kovid-19 salgını sebebiyle Türkiye’den alınmasının anımsatılması üzerine de “Her şeyden önce gerek UEFA gerek Formula 1 konusunda bana göre siyasi bir karar aldılar. Siyasi bir karar diyorum, çünkü bir, iki yıl öncesinden özellikle Şampiyonlar Ligi’nin Türkiye’de oynanacağına dair kararı bildirmişlerdi” değerlendirmesinde bulundu.
“Hayalim dediğiniz pek çok şeyi gerçekleştirdiniz. Peki, gençler için gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mıdır?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Olmaz olur mu? Her şeyden önce şu anda bugün burada 80 gencimiz var ve bu 80 gencimiz çok değişik illerden, değişik üniversitelerden buraya katıldılar. Ve sizin yarınlar için umutlarınız var, hedefleriniz var, bu hedefleri bir defa hayata uygulamanız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Gittiği okullarda “oku, düşün, uygula, hayata geçir” tavsiyesinde bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şimdi bunu hayata geçirmemiz lazım. Okuyalım, okuduğumuzu düşünelim, düşündüğümüzü uygulayalım, uyguladığımızı da hayata geçirelim. Şimdi bu süreç içerisinde kuru kuruya okumak değil, onun üzerinde düşünmemiz lazım, düşündüğümüzü de uygulamamız lazım, ondan sonra da bunu takip edip bir defa neredeyim, nereye geldim, ne yapıyorum, bunun neticesini almamız lazım. Ve Erbakan Hocamız hep şunu söylerdi: ‘intaç, intaç, intaç’ yani netice, netice, netice. Şimdi bizim de gençler olarak neticelendirmemiz lazım. Şimdi ben futbol oynadım, ama şimdi orta sahada top çevirmekle netice olur mu? Olmaz. Peki, futbolun neticesi ne? Gol. Golü atmadıktan sonra orta sahada top çevirmişsin, o hiçbir işe yaramaz. Şimdi ilimde de bizim neticeye ulaşmamız lazım, neticeye varmamız lazım. Hangi sahada ilim tahsil ediyorsak, o sahada her şeyden önce bir şeyi, doktor muyuz, peki doktorlukta alan çok fazla, cerrah mıyız, dahiliyeci miyiz öyle mi, röntgen, bu alanda mıyız? Hangi alandaysak o alanda olmamız gereken yere varmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı çalışmaları neticelendirme konusunda, koronavirüs salgınında geliştirdikleri aşı dolayısıyla BioNTech kurucu ortağı ve CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci ile Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar’ı gençlere örnek gösterdi.
Bir gencin Diyarbakır ve bölge için nasıl yatırımlar olacağını sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, öncelikle gençten yaşını söylemesini istedi. Gencin 20 yaşında olduğunu belirtmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi doğduğu zamanki Diyarbakır, bugünkü Diyarbakır hiç mi hiç mukayese edilmez. 20 yıl önce Diyarbakır gezilecek, görülecek bir Diyarbakır değildi, harabe, altyapı yok, üstyapı yok, tamamen berbat. Ve biz o Diyarbakır’ı hamdolsun bugün mukayese edilemeyecek bir Diyarbakır hâline getirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun çalışması sırasında ailesine, çocukları ve torunlarına vakit ayırıp ayıramadığının sorulması üzerine de “Onlar İstanbul’da, burada onlardan yanımızda olan yok, tabii İstanbul’da da hafta sonlarında filan gitme durumumuz olduğunda torunlarımı orada gördüğümde onlarla eğlenmek, onlarla hakikaten şöyle kucaklaşmak vesaire, bambaşka bir zevk bize veriyor, bir dinamizm veriyor” şeklinde konuştu.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili soruları da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte anayasaların yapılmasına bakıldığında Türkiye için ihtiyacı olan bir anayasanın yapılmasının çok uzun zaman aldığına vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu konuyla ilgili olarak Cumhur İttifakı biz bir adım atalım dedik ve bu Cumhur İttifakı olarak attığımız bu adımda şu anda yani anayasacılar, STK’lar ve bütün bunlarla birlikte de yaptığımız hazırlığı daha sonra halka açalım. Halkta bu açtığımız metni değerlendirsin. Onlar da değerlendirdikten sonra biz burada eksikler nelerdir bu eksikleri giderelim ve Cumhur İttifakı olarak da bu anayasa metni üzerinde adımımızı atalım. Tabii son zamanlarda maalesef muhalefet ‘biz böyle bir şeye ihtiyaç duymuyoruz’ gibi laflar etmeye başladılar. Zaten bu zihniyet geçmişten bu zamana hiçbir zaman ihtiyaç duymadı ki.”
“TÜRKİYE EN ÇOK SOSYAL YARDIM YAPAN ÜLKE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, Türkiye’nin en çok sosyal yardım yapan ülke olduğunun altını çizerek, “Nerede bir Müslüman varsa biz oraya elimizi uzatacağız, onlara desteğimizi vereceğiz. Müslüman dışında da muhtaç varsa biz o muhtaçlara da elimizi uzatacağız” dedi.
“Böyle bir süreçte öğrenci olsaydınız nasıl davranırdınız?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tabii şimdi bizim öğrencilik yılımızı şöyle düşündüğümde maalesef yani o dönemlerde biz bugün gördüğümüz imkânları göremedik, bulamadık. Yani düşünebiliyor musunuz? Üniversite imtihanına giriyorsunuz 10 öğrenciden bir tanesi üniversiteye girebiliyor, böyle bir dönemi yaşadık biz. Ama şu anda neredeyse 10’da 10 öyle mi? Yani 10 öğrencinin 10’unu da üniversiteye girebiliyor, böyle bir döneme geldik. Peki, nasıl yakaladık bunu? İşte 76 üniversiteden 207 üniversiteye çıkmak suretiyle yakaladık. Bunun yanında tabii bütün öğretim üyelerinin sayısını ne yaptık? Ciddi manada artırdık. Öğretim üyelerinin sayısı da artınca o zaman üniversitelerimizde bir defa öğretim üyesi olmayan üniversitemiz neredeyse kalmadı. Böyle bir dönemi yaşadık. Şimdi bu sorun tabii yok, şimdi rahatız elhamdülillah…”
İlimde rekabetin çok önemli olduğunu, bunu başardıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii ilimdeki bu rekabet kalite yarışını da ne yaptı? Arttırdı. Şimdi bakıyorsunuz, vakıf üniversiteleri birbirleriyle ne yapıyor? Yarışıyorlar, kalitede yarışıyorlar, bu da bize mutluluk veriyor” diye konuştu.
NERO TEKNİK TEKNOLOJİ VE BİLİŞİM Genel Müdürü Özgür Akın ve Tedarik Zinciri Direktörü Fatma Aksu’ nun katılımları aşağıda belirtilen etkinliklere birliktelik sağladılar.
Yüksek teknoloji ürünlerinin yatırımcısı, üreticisi ve distribütörü ve aynı zamanda dijital dönüşüm, yüksek teknolojik ürünler, endüstriyel ekipmanlar ile İzmir’ de faaliyetlerini sürdüren NERO TEKNİK TEKNOLOJİ VE BİLİŞİM ,İstanbul,Ankara ve İzmir illerinde Ekim-Kasım aylarında farklı etkinlikler ile “Günümüz işletmelerinde dijital ekonomi ve dijital çağın etkileriyle birlikte yeni arayış “dijital” olmaktır mesajı ile farkındalık yarattı.
02- 15 Kasım 2024 tarihinde İzmir’ de başlayan etkinlik ile ;
02 Kasım tarihinde ,Yüksek İstişare Kurulu ile Türkiye’nin en büyük ilk 500 firmasının satın alma yöneticilerinden oluşan TÜSAYDER-WOMEN İzmir Buluşmasına katılım sağladık
İzmir Valiliği ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen ve İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin ev sahipliğinde organize edilen etkinliğin “İkinci Yüzyılın Ekonomisi” temasıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Habitat Derneği ve GEN Türkiye koordinasyonuyla “G3 Forum Girişimcilik Zirvesi” etkinliğinde bir araya gelindi.
Özgür AKIN, TÜSAYDER Etkinlik Sponsoru olarak yaptığı Basın açıklamsında, “Dijital dönüşümü gerçekleştirmek için, değişimle başa çıkma ve başarılı bir şekilde yenilikler oluşturmada sürekli öğrenme yeteneklerini vazgeçilmez bir önkoşul olarak geliştirmeleri gerekmektedir” diyerek etkinlikten bir çok öğrenme imkanı kazandık dedi.
19-22-23 Kasım tarihleri aralığında Ankara’ da etkinlik kapsamında ;
Türk otomotiv sektörünün halen faaliyette olan en eski üretici kuruluşu ve aynı zamanda paydaşımız Türk Traktör , yine Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) ziyaretlerimiz dahilinde, “teknoloji transfer ofisleri, araştırma geliştirme merkezleri, eğitim ve bilgilendirme merkezleri ile diğer birimler” ile ziyaretlerimizi gerçekleştirdik.
21 Kasım TRT Genel Müdürlüğü -Oran Ankara ziyaretimizde de , Satın Alma ve Tedarik Birim Başkanlığı ile görüşmeler sağladık.
Gelişen ve büyüyen Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap veren, uluslararası yayıncılık vizyonuna sahip, yeniliklere uyum sağlama becerisi olan, dünyanın bilinen en etkin ve en başarılı kamu yayıncısı TRT ile çalışmanın hazzı ile iş birliği sürecimizin devamlılığı noktalarında görüş alış verişi sağlandı.
Emeğin ve alın terinin simgesi olan, aydınlık bir gelecek için dünyaya ışık veren, enerji veren, değer katan, alınterleri kutsal, kazançları helal, elleri nasırlı, yüzleri kömür karası, yürekleri tertemiz İşçisi, Mühendisi, İşvereni, Öğrencisi ve Sektöre Emek Veren Tüm Dostlara Kutlu Olsun.
“İyi ki Varsın” yazı dizimizde başarıdan başarıya koşan, her başarısının altında “Hayalleri olan hayatımda, umutları olan kadınlarla birlikte” … her şeye, herkese rağmen içindeki kadını kaybetmeden güçlü durabilmek adına felsefesi olan, ayrıca ; Ankara Kocatepe Mimar Kemal Lisesi ardı sıra, Ankara Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü’nde okuyup, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü yüksek onur derecesiyle ve birincilikle bitirmiş, 1972 yılında Anadolu’nun en köklü yerleşim merkezi Osmanlı’nın Başkenti İstanbul’da, Üsküdar’da dünyaya gelen, Hande Dengim Bağcıoğulları’ na yer verdim.
Hakkında sayısız yazılar yazıldı… O zaman, üzerinde durmamız gereken temel soru şu: Dün hakkında değişmekte olan dünya ve yeni kuşak insanlar mı yoksa belli bir yaşa gelen muhafazakar eğilimli insanların dünya algısı mı? “Bir bugün iki yarına bedeldir. İki günü eşit olanın bir günü kayıptır” deyişi, yalın bir gerçeği yansıtır. ‘Bugün’ halen elimizde mevcut zaman dilimidir. ‘Yarın’ ise hayal edilerek tasarlanan bir şimdidir. Zihnimizin geleceğe ait projeksiyonudur. Bugün dünden iyisini yapmak ve yarın daha da iyisini yapmak en önemli insani sorumluluğumuzdur.”
Hande Dengim Bağcıoğulları “Yapmamız gereken şeyler arasında en başta olması gereken; ‘özsevgi ve özdeğer’ tam olarak nedir bunu anlamak ve içsellestirebilmek. Kendinizi sevmeniz, kendinize her şeyden ve herkesten çok DEĞER vermeniz, bunu dengeli ve sağlıklı bir şekilde hayata geçirebilmeniz çok önemli,” diyerek; “Dün, Bugün, Yarın, hata yapacağım bir gün değil. Zaten, hata yok, öğrenmek, ders almak ve ilerlemek var.” diyerek işe başlamanın önemine vurgu yapıyor. Enerji Petrol Medya Grup olarak şu parantezi açarak yazı dizimize devam ediyorum: Kendisinin profesyonel çalışma hayatına ‘Merhaba’ demesi 1996 yılında İstanbul’da, bilişim sektöründe başlamasıdır. Sektörde sıfırdan başlayarak üst düzey yöneticiliğe kadar ivmelenen bir kariyer çizgisinde kamu ihale, proje satış pazarlama, kurumsal iş geliştirme, teknik koordinasyon ve altyapı konularında uzmanlaşmıştır. 2006 yılından itibaren, uluslararası bilişim ve yazılım firmalarının İngilizce-Türkçe çeviri projelerini yürütmüştür.
2013 yılından bu yana, toplumların ve bireylerin sağlıklı, kaliteli ve dengeli yaşamına katkı sunan ruhsal, bedensel ve zihinsel bütüncül terapiler konusunda çalışmaktadır. Alana yönelik yenilikçi yöntemleri, metodolojik yaklaşımla geliştirmekte ve kullanmaktadır. Bioenerji Uzmanı, Aile Danışmanı, Profesyonel Eğitmen Koç, NLP Uzmanı, Hipnotist ve Flash EMDR / Mindfulness / Kabul ve Kararlılık / Bilişsel Davranışçı / Şema / Duygu Odaklı Terapist olmasının yanı sıra, farklı psikoloji ekolleri, sufi şifacılığı, kadim sırlar ve nefes teknikleri gibi konularında değerli birçok üstattan ve hocadan eğitimler almış olup, İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de, uzaktan/yüz yüze bireysel/grup/çift/aile danışmanlığı ve terapi seanslarına devam etmektedir. Mesleki eğitim, duyuru, seminer, atölye ve kamp çalışmaları düzenlemektedir.
“Zaman, kıymetini bilmeden harcadığımız, fazlasını hayal edip elimizdekini kaybettiğimiz ‘zaman’. Her şeyin ilacı sandığımız, her şeye kadir zaman. Mucizeleri barındıran, üzüntüleri unutturan. Ömrümüz, geçmişimiz ve geleceğimiz. Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız. Kayıplarımız ve umutlarımız. Önümüz ve arkamız.” diyen, tüm mesleki unvanlarının da ötesinde, insanın derin içselliğini çok iyi kavramış ve bunu hayatına mesleki çalışmaları ile yansıtan zamansız ve gerçek bir “Halkla İlişkiler Uzmanı” Hande Dengim Bağcıoğulları ‘nın sözleri ile yazı dizimizin ana temasına katkı sağlıyor.
Hande Dengim Bağcıoğulları “Sevgi ve samimiyet, hem meslek yaşamımda hem de yaşamımın tümünde en güçlü değerlerim oldu.” diyerek adeta İnsanoğlunun Dünü Bugünü ve Yarını hakkında anekdot veriyor: “Zira, samimi insanlar her zaman çok korkutucudur, gölgeleri yok, silah kullanmıyorlar. İşte tam olarak da bu yüzden durdurulamazlar. Samimiyet, insanın en saf ve güçlü yanıdır çünkü maskesizdir, gölgesizdir. Kendine dürüst olanlar, korkularıyla yüzleşir, karanlıklarını kucaklar ve içlerindeki gerçek ışığı ortaya çıkarırlar. Samimi insanlar silaha ihtiyaç duymazlar; onların savunması, başkalarının zayıflık dediği şeyleri birer mücevher gibi taşımaktır; nihayetinde de onları faydaya ve başarıya dönüştürebilmektir. Samimiyet, gölgeleri olmayan bir dünyaya açılan kapıdır ve bu kapı, yalnızca kendine sadık olanlara aralanır.” dedikten sonra ekliyor: “Ve sevgi…’Herşeyin bir güzelliği vardır ama herkes bunu göremez.’ derken Konfüçyüs neler gördü kim bilir? Bakmadan görebilmek, işitmeden duyabilmek, hareket etmeden koşabilmek… Sevgi, bazen görünmeyeni görüp, kalbin derinliklerinde yankılanan o sessiz izlerde eminlikle yürüyebilme cesaret ve kararlılığını gerektiriyor. Çünkü gerçek görmede, göz kapaklarının ardındaki sonsuz evrenler görünür olma potansiyeli ile her an keşfedilmeyi bekliyor. Ve duyulan, kulaktan değil ruhun yankılarından geliyor. Ve koşmak bazen, hiçbir yere gitmeden kendini bulmak anlamına geliyor. Sevgi, insanın sadece dış dünyayı değil, kendi içindeki evreni de fethetmesini kolaylaştıran en güzel yol arkadaşı… Ve bazen çıkış yolu aradığım, kolay olmadığını ya da yorulduğumu hisettiğim her durakta o anımsatıcı soruyla bana ‘Ben’i ve yolumu hep hatırlattı, hatırlatmaya devam ediyor:
Eğer koluma alıp bir başlangıcı çıkıp gitsem senden, dökülür müsün yollara ‘Biz’i bulmaya?” İyi ki varsın yazı dizimde de yer verdiğim Hande Dengim Bağcıoğulları’nı “Dünden Bugüne Yarından Geleceğe” isimli yukarıda yazı dizimin tamamında başarılı çalışmalarını saymakla bitiremiyoruz.
Hande Dengim Bağcıoğulları, Hz Mevlana’nın ‘ Dert yol gösterir.’ sözüne atıfta bulunarak şu ifadelere yer veriyor. “Aslında sağlık sorunlarıyla gelen danışanlarım terapilerinde neler farkettiklerini ve neler anladıklarını bana şu şekilde söylüyorlar. ‘Enerji olduklarını ve bizleri negatif düşüncelerin hasta ettiğini’ ifade ediyorlar.
Enerjimiz yükseldiğinde bireysel ilişkilerimiz düzelir, kendine güven artar, yüksek enerjimizi çevremize de yayarız. Kariyerde başarılı olacak motivasyonu ve gücü içinde buluyor danışanlar. En güzeli de içsel huzur ve mutluluğa kavuşmuş oluyorlar.”
Hz. Mevlana’nın , Dünü, Bugünü ve Yarını anlatırken güzel bir sözünü hatırlatarak . “Yarın yaparım, yarın yaparım deme! Bugün de dünün yarınıydı, ne yapabildin?” sözü ile adeta yazı dizimizin ana temasına vurgu yapıyor. Bu engin deneyim, derin bilgi, özgün beceri ve başarılarının devam etmesinin, ülkemiz adına sosyal yaşam ve dayanışma alanında katacağı yüksek değerlerin bilinci ile saygılarımızı sunuyoruz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.