Hep söylenildiği gibi ona aşık olmak zor mudur sorusunun cevabının orada yaşayanlara sorulsa da, insanlık tarihinde 5000 yıllık geçmişinde, medeniyetlere beşiklik etmiş, sayısız müzesi, arkeolojik alan ve tarihi kalıntıları ,opera ,bale salonları, kendisine has mutfağı, şenlik ve festivalleri, Atatürk Orman Çiftliği, kaplıcaları ile dünyada 40 kardeş şehir unvanı ile 1920 yılından bu yana modern Türkiye’nin Başkenti Ankara
“İyi ki Varsın” yazı dizimizde başarıdan başarıya koşan, her başarısı ödüllerle taçlandırılan Diplomat Gürsel Demirok’ a yer verdik. Yukarıda bahse konu ettiğim Anadolu’nun en köklü yerleşim merkezi Ankara’ da 1945’de dünyaya geldi. “İnsanların isimlerinin önündeki sıfatlardan ziyade geride bıraktıkları ile eserlerle, çalışmalar ile anılmalılar” der. Fenerbahçelidir. Denize , doğaya aşıktır. Yazmayı sever. Şu sıralarda da en büyük tutkusu yazmak. geriye bir şeyler bırakmak….adına tek kelime ile Yazmak olan ,Gürsel Demirok ; Küçük yaşta babasını kaybetti. Darüşşafaka Lisesi’ni 1964 yılında bitirdi. Yaşamının en önemli noktalarından birisi Darüşşafaka’ yı anlatırken ; İstanbul Fatih’te 120 yıl boyunca eğitim verdiği tarihî binasından 1994’te Maslak’a taşınan, on yaşında ailelerinden emanet aldığı çocukları; Atatürk ilkeleri doğrultusunda, yaşam boyu öğrenen, evrensel değerleri benimsemiş, özgüvenli, ülkesine ve topluma karşı sorumlu liderler olarak yetiştiren, günümüzde kız çocuklarının yetişmesi noktasında kapılarını açan. Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşlarından birisi diyerek ifade ediyor. Eğitim yıllarında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinin ehemmiyetini ,1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduğunda daha da iyi anladı. Çünkü; Mülkiyeli olmaktan her zaman gurur duyuyor. Pakistan’ın başkenti İslamabad Büyükelçiliğimizde görevli iken (1974) İslamabad da evlendi, BM Daimî Temsilciliğimizde görevli iken bir kızı, Atina Büyükelçilimizde görevli iken de bir oğlu oldu.
Osmanlı İmparatorluğu’ nda, dış işleri Reis-ül Küttap diye konu olan, ve günümüz de TC Dış İşleri Bakanlığı diye bahsedilen kuruma 1969’ da İşe başladı. Dışişleri Bakanlığı da hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Kendilerinin Diplomat olması onun her daim gurur kaynağı olmuştur. BM Türkiye Daimi Temsilciliğinde görevli olduğu yıllarda (1974-1977) BM Genel Kurul u 4, Komite (Decolonisation Committee) Raportörlüğüne seçildi. Kuveyt ”in, Irak tarafından işgal edildiği tarihlerde, Kuveyt Büyükelçiliğimiz Müstaşarı idi. 1993-1997 yılları arasında Mainz Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu görevde iken girişimlerde bulunarak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917 de Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya’ya yaptığı ziyaret anısına Türk heyetinin kaldığı görev bölgesindeki Bad Kreuznach Park Hotel ‘de 23 Nisan 1997 de Atatürk Salonu açılmasını ve ziyaret anısına otelin girişine bir yazıt konulmasını sağladı. Açılış görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Otel bugün Türklerin etkinlikler düzenledikleri bir mekâna dönüştü.
1997 yılında Dışişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı. Bakanlık müşaviri iken, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı oldu. 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti döneminde hazırladığı ilerici insan hakları raporu AB Kopenhag Kriterlerinin karşılanmasına yönelik çalışmalar da referans belgesi olarak kullanıldı ve “Demirok Raporu “olarak anıldı. 2000-2004 yılları arasında Zürih Başkonsolosu olarak görev yaptı. Zürih Başkonsolosluğu binasında Park Hotel deki Atatürk Salonuna benzer bir Atatürk Salonu açtı. Salonda Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ilişkin belge ve fotoğraflar yer almakta. Bu salonda da Türkleri buluşturan etkinlikler düzenlenmekte.2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan’ın başdanışmanı oldu, Mainz ve Zürih ‘te Başkonsolos iken vatandaşlarımızla birlikte olmağa, derneklerinin düzenledikleri etkinliklere katılmağa, çocuklarımızı okullarında ziyaret etmeğe, gençlerin sportif müsabakalarına katılmağa vs. büyük önem vermiştir. Hayatının en değerli anılarından biridir Başkonsolosluk yılları.
2005 yılında MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak atandı ve bu görevindeyken 2010 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’na atanmış ilk sivil görevlidir. Atatürk’ün Almanya gezisi ve Avrupa’daki Türkler üzerine kitapları var. Halen gazeteler ve internet sitelerinde iç ve dış siyasi gelişmeler, insan hakları, milli güvenlik vs. konularda yazılar kaleme almakta. Diplomat olmasını kaleme aldığında şu ifadeleri bizlerin görmemesi içten bile değil ; “Dışişleri Bakanlığı, çırağından ustasına, küçüğünden büyüğüne Meslek Memurlarının oluşturduğu büyük bir ailedir. Ailenin her ferdi birbirini çok iyi tanır, eksiğini, fazlasını bilir. Bu yüzden, diplomatlar için kurumsal kimliğin önemi çok büyüktür.
Dünya tarihini ve ülkesinin tarihini çok iyi bilmelidir. Dünyadaki ve ülkesindeki gelişmeleri sürekli olarak ve yakından takip etmelidir. Her konuda söyleyecek birkaç sözü, bu çerçevede entellektüel derinliği bulunmalıdır. Sosyal ilişkilere önem veren, her düzeyde ve her kesimden insanla ilişki kurabilen bir kişiliğe sahip olmalıdır. Gürsel Demirok; gizli hazinem diye bahsettiği anekdotunda; Atatürkçü düşünceye, İnsan haklarına ve milli güvenliğe çok önem verir. “İnsan hakları ve milli güvenlik bir paranın iki yüzü gibidir. “Birbirini tamamlayan, birlikte bir anlam bir değer ifade eden” “Milli Güvenlik , insan hakları, diplomasi gibi konularla ilgilenenlerin dağın ardını görebilmeliler” sözleri var Ülkesine olan sevdası, tabiata olan sevgisi, muhteşem dehası, yardımsever ve hoşgörüye her daim iyimser bakışı, başarı,çalışma azmi, kararlılık ve ortak akılla iş görme gibi vasıfları üzerinde toplayan, uluslararası ve yurt içi faaliyet alanlarında ülkemizi en üst düzeyde temsil eden ,baş konsolosluk ,daire başkanlıkları ,sekretarya başkanlığı gibi üst düzey çalışma faaliyetleri ile 21. asrın ekolü, sektörünün duayeni ve tartışılmaz Mülkiyeli Diplomatımız’ a
NERO TEKNİK TEKNOLOJİ VE BİLİŞİM Genel Müdürü Özgür Akın ve Tedarik Zinciri Direktörü Fatma Aksu’ nun katılımları aşağıda belirtilen etkinliklere birliktelik sağladılar.
Yüksek teknoloji ürünlerinin yatırımcısı, üreticisi ve distribütörü ve aynı zamanda dijital dönüşüm, yüksek teknolojik ürünler, endüstriyel ekipmanlar ile İzmir’ de faaliyetlerini sürdüren NERO TEKNİK TEKNOLOJİ VE BİLİŞİM ,İstanbul,Ankara ve İzmir illerinde Ekim-Kasım aylarında farklı etkinlikler ile “Günümüz işletmelerinde dijital ekonomi ve dijital çağın etkileriyle birlikte yeni arayış “dijital” olmaktır mesajı ile farkındalık yarattı.
02- 15 Kasım 2024 tarihinde İzmir’ de başlayan etkinlik ile ;
02 Kasım tarihinde ,Yüksek İstişare Kurulu ile Türkiye’nin en büyük ilk 500 firmasının satın alma yöneticilerinden oluşan TÜSAYDER-WOMEN İzmir Buluşmasına katılım sağladık
İzmir Valiliği ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen ve İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin ev sahipliğinde organize edilen etkinliğin “İkinci Yüzyılın Ekonomisi” temasıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Habitat Derneği ve GEN Türkiye koordinasyonuyla “G3 Forum Girişimcilik Zirvesi” etkinliğinde bir araya gelindi.
Özgür AKIN, TÜSAYDER Etkinlik Sponsoru olarak yaptığı Basın açıklamsında, “Dijital dönüşümü gerçekleştirmek için, değişimle başa çıkma ve başarılı bir şekilde yenilikler oluşturmada sürekli öğrenme yeteneklerini vazgeçilmez bir önkoşul olarak geliştirmeleri gerekmektedir” diyerek etkinlikten bir çok öğrenme imkanı kazandık dedi.
19-22-23 Kasım tarihleri aralığında Ankara’ da etkinlik kapsamında ;
Türk otomotiv sektörünün halen faaliyette olan en eski üretici kuruluşu ve aynı zamanda paydaşımız Türk Traktör , yine Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) ziyaretlerimiz dahilinde, “teknoloji transfer ofisleri, araştırma geliştirme merkezleri, eğitim ve bilgilendirme merkezleri ile diğer birimler” ile ziyaretlerimizi gerçekleştirdik.
21 Kasım TRT Genel Müdürlüğü -Oran Ankara ziyaretimizde de , Satın Alma ve Tedarik Birim Başkanlığı ile görüşmeler sağladık.
Gelişen ve büyüyen Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap veren, uluslararası yayıncılık vizyonuna sahip, yeniliklere uyum sağlama becerisi olan, dünyanın bilinen en etkin ve en başarılı kamu yayıncısı TRT ile çalışmanın hazzı ile iş birliği sürecimizin devamlılığı noktalarında görüş alış verişi sağlandı.
Emeğin ve alın terinin simgesi olan, aydınlık bir gelecek için dünyaya ışık veren, enerji veren, değer katan, alınterleri kutsal, kazançları helal, elleri nasırlı, yüzleri kömür karası, yürekleri tertemiz İşçisi, Mühendisi, İşvereni, Öğrencisi ve Sektöre Emek Veren Tüm Dostlara Kutlu Olsun.
“İyi ki Varsın” yazı dizimizde başarıdan başarıya koşan, her başarısının altında “Hayalleri olan hayatımda, umutları olan kadınlarla birlikte” … her şeye, herkese rağmen içindeki kadını kaybetmeden güçlü durabilmek adına felsefesi olan, ayrıca ; Ankara Kocatepe Mimar Kemal Lisesi ardı sıra, Ankara Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü’nde okuyup, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü yüksek onur derecesiyle ve birincilikle bitirmiş, 1972 yılında Anadolu’nun en köklü yerleşim merkezi Osmanlı’nın Başkenti İstanbul’da, Üsküdar’da dünyaya gelen, Hande Dengim Bağcıoğulları’ na yer verdim.
Hakkında sayısız yazılar yazıldı… O zaman, üzerinde durmamız gereken temel soru şu: Dün hakkında değişmekte olan dünya ve yeni kuşak insanlar mı yoksa belli bir yaşa gelen muhafazakar eğilimli insanların dünya algısı mı? “Bir bugün iki yarına bedeldir. İki günü eşit olanın bir günü kayıptır” deyişi, yalın bir gerçeği yansıtır. ‘Bugün’ halen elimizde mevcut zaman dilimidir. ‘Yarın’ ise hayal edilerek tasarlanan bir şimdidir. Zihnimizin geleceğe ait projeksiyonudur. Bugün dünden iyisini yapmak ve yarın daha da iyisini yapmak en önemli insani sorumluluğumuzdur.”
Hande Dengim Bağcıoğulları “Yapmamız gereken şeyler arasında en başta olması gereken; ‘özsevgi ve özdeğer’ tam olarak nedir bunu anlamak ve içsellestirebilmek. Kendinizi sevmeniz, kendinize her şeyden ve herkesten çok DEĞER vermeniz, bunu dengeli ve sağlıklı bir şekilde hayata geçirebilmeniz çok önemli,” diyerek; “Dün, Bugün, Yarın, hata yapacağım bir gün değil. Zaten, hata yok, öğrenmek, ders almak ve ilerlemek var.” diyerek işe başlamanın önemine vurgu yapıyor. Enerji Petrol Medya Grup olarak şu parantezi açarak yazı dizimize devam ediyorum: Kendisinin profesyonel çalışma hayatına ‘Merhaba’ demesi 1996 yılında İstanbul’da, bilişim sektöründe başlamasıdır. Sektörde sıfırdan başlayarak üst düzey yöneticiliğe kadar ivmelenen bir kariyer çizgisinde kamu ihale, proje satış pazarlama, kurumsal iş geliştirme, teknik koordinasyon ve altyapı konularında uzmanlaşmıştır. 2006 yılından itibaren, uluslararası bilişim ve yazılım firmalarının İngilizce-Türkçe çeviri projelerini yürütmüştür.
2013 yılından bu yana, toplumların ve bireylerin sağlıklı, kaliteli ve dengeli yaşamına katkı sunan ruhsal, bedensel ve zihinsel bütüncül terapiler konusunda çalışmaktadır. Alana yönelik yenilikçi yöntemleri, metodolojik yaklaşımla geliştirmekte ve kullanmaktadır. Bioenerji Uzmanı, Aile Danışmanı, Profesyonel Eğitmen Koç, NLP Uzmanı, Hipnotist ve Flash EMDR / Mindfulness / Kabul ve Kararlılık / Bilişsel Davranışçı / Şema / Duygu Odaklı Terapist olmasının yanı sıra, farklı psikoloji ekolleri, sufi şifacılığı, kadim sırlar ve nefes teknikleri gibi konularında değerli birçok üstattan ve hocadan eğitimler almış olup, İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de, uzaktan/yüz yüze bireysel/grup/çift/aile danışmanlığı ve terapi seanslarına devam etmektedir. Mesleki eğitim, duyuru, seminer, atölye ve kamp çalışmaları düzenlemektedir.
“Zaman, kıymetini bilmeden harcadığımız, fazlasını hayal edip elimizdekini kaybettiğimiz ‘zaman’. Her şeyin ilacı sandığımız, her şeye kadir zaman. Mucizeleri barındıran, üzüntüleri unutturan. Ömrümüz, geçmişimiz ve geleceğimiz. Yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız. Kayıplarımız ve umutlarımız. Önümüz ve arkamız.” diyen, tüm mesleki unvanlarının da ötesinde, insanın derin içselliğini çok iyi kavramış ve bunu hayatına mesleki çalışmaları ile yansıtan zamansız ve gerçek bir “Halkla İlişkiler Uzmanı” Hande Dengim Bağcıoğulları ‘nın sözleri ile yazı dizimizin ana temasına katkı sağlıyor.
Hande Dengim Bağcıoğulları “Sevgi ve samimiyet, hem meslek yaşamımda hem de yaşamımın tümünde en güçlü değerlerim oldu.” diyerek adeta İnsanoğlunun Dünü Bugünü ve Yarını hakkında anekdot veriyor: “Zira, samimi insanlar her zaman çok korkutucudur, gölgeleri yok, silah kullanmıyorlar. İşte tam olarak da bu yüzden durdurulamazlar. Samimiyet, insanın en saf ve güçlü yanıdır çünkü maskesizdir, gölgesizdir. Kendine dürüst olanlar, korkularıyla yüzleşir, karanlıklarını kucaklar ve içlerindeki gerçek ışığı ortaya çıkarırlar. Samimi insanlar silaha ihtiyaç duymazlar; onların savunması, başkalarının zayıflık dediği şeyleri birer mücevher gibi taşımaktır; nihayetinde de onları faydaya ve başarıya dönüştürebilmektir. Samimiyet, gölgeleri olmayan bir dünyaya açılan kapıdır ve bu kapı, yalnızca kendine sadık olanlara aralanır.” dedikten sonra ekliyor: “Ve sevgi…’Herşeyin bir güzelliği vardır ama herkes bunu göremez.’ derken Konfüçyüs neler gördü kim bilir? Bakmadan görebilmek, işitmeden duyabilmek, hareket etmeden koşabilmek… Sevgi, bazen görünmeyeni görüp, kalbin derinliklerinde yankılanan o sessiz izlerde eminlikle yürüyebilme cesaret ve kararlılığını gerektiriyor. Çünkü gerçek görmede, göz kapaklarının ardındaki sonsuz evrenler görünür olma potansiyeli ile her an keşfedilmeyi bekliyor. Ve duyulan, kulaktan değil ruhun yankılarından geliyor. Ve koşmak bazen, hiçbir yere gitmeden kendini bulmak anlamına geliyor. Sevgi, insanın sadece dış dünyayı değil, kendi içindeki evreni de fethetmesini kolaylaştıran en güzel yol arkadaşı… Ve bazen çıkış yolu aradığım, kolay olmadığını ya da yorulduğumu hisettiğim her durakta o anımsatıcı soruyla bana ‘Ben’i ve yolumu hep hatırlattı, hatırlatmaya devam ediyor:
Eğer koluma alıp bir başlangıcı çıkıp gitsem senden, dökülür müsün yollara ‘Biz’i bulmaya?” İyi ki varsın yazı dizimde de yer verdiğim Hande Dengim Bağcıoğulları’nı “Dünden Bugüne Yarından Geleceğe” isimli yukarıda yazı dizimin tamamında başarılı çalışmalarını saymakla bitiremiyoruz.
Hande Dengim Bağcıoğulları, Hz Mevlana’nın ‘ Dert yol gösterir.’ sözüne atıfta bulunarak şu ifadelere yer veriyor. “Aslında sağlık sorunlarıyla gelen danışanlarım terapilerinde neler farkettiklerini ve neler anladıklarını bana şu şekilde söylüyorlar. ‘Enerji olduklarını ve bizleri negatif düşüncelerin hasta ettiğini’ ifade ediyorlar.
Enerjimiz yükseldiğinde bireysel ilişkilerimiz düzelir, kendine güven artar, yüksek enerjimizi çevremize de yayarız. Kariyerde başarılı olacak motivasyonu ve gücü içinde buluyor danışanlar. En güzeli de içsel huzur ve mutluluğa kavuşmuş oluyorlar.”
Hz. Mevlana’nın , Dünü, Bugünü ve Yarını anlatırken güzel bir sözünü hatırlatarak . “Yarın yaparım, yarın yaparım deme! Bugün de dünün yarınıydı, ne yapabildin?” sözü ile adeta yazı dizimizin ana temasına vurgu yapıyor. Bu engin deneyim, derin bilgi, özgün beceri ve başarılarının devam etmesinin, ülkemiz adına sosyal yaşam ve dayanışma alanında katacağı yüksek değerlerin bilinci ile saygılarımızı sunuyoruz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.