Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göç: Önümüzdeki Yirmi Yılın Projeksiyonu ve Ötesi” konulu uluslararası konferansta yaptığı konuşmada, “Asırlardır doğudan batıya, kuzeyden güneye kıtalar ve bölgeler arasındaki insan hareketliliğinin merkezinde biz yer alıyoruz. Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda zulme uğrayan, baskı gören; inancı, rengi, kültürü dolasıyla ayrımcılığa maruz kalan milyonlarca insana kapılarımızı açtık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dokuz Eylül Üniversitesi’nce düzenlenen “Göç: Önümüzdeki Yirmi Yılın Projeksiyonu ve Ötesi” konulu uluslararası konferansa katılarak, katılımcılara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansın başarılı geçmesini temenni ederek, göç konusunda uzman seçkin isimleri biraraya getiren Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ve Üniversite Senatosu’nu tebrik etti.
Konferansın, Mültecilerin Statüsü Hakkında Cenevre Sözleşmesi’nin 70’inci yıl dönümünde tertiplenmesinin de ayrıca anlamlı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, göç konusunun, özellikle son yıllarda küresel bir mesele olarak dünyanın gündemini işgal ettiğine dikkati çekti.
“İNSANLIK SADECE AKDENİZ’DE DEĞİL, EGE’DE VE MERİÇ’TE DE SINIFTA KADI”
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük insan hareketliliğinin yaşandığını, her sene milyonlarca insanın savaşlar, iç çatışmalar, istikrarsızlık, kıtlık, terör ve yoksulluk gibi sebeplerle evlerini terk ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelinde göçmenlerin sayısının 272 milyona, yerlerinden edilen kişilerin sayısının 80 milyona, mültecilerin sayısının ise 26 milyona yaklaştığını bildirdi.
Dünya nüfusunun yüzde 3’ünün göçmen olarak hayatını sürdürdüğüne vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu insan hareketliliğinde zaman zaman içimizi acıtan pek çok manzarayla da karşılaşıyoruz. Zulümden, baskıdan, açlıktan kaçarak, güvenli bir gelecek kurma ümidiyle çıkılan yolculuklar, kimi zaman felaketle neticeleniyor. Geride bıraktığımız dönemde içinde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen Akdeniz’de hayatını kaybetti. Sahra Çölü’nün kızgın kumları, binlerce umut yolcusunun mezarı oldu. Aylan bebek başta olmak üzere Ege’de yaşanan insani dramları hiçbirimiz unutmadık, unutamayız. Büyük hayallerle çıktıkları yolculuklarında azgın dalgalara meydan okuyan bu mazlumların, bunun altını çiziyorum, özellikle botlarının, nasıl kasten batırıldığını gayet iyi hatırlıyoruz. İnsanlık sadece Akdeniz’de değil, Ege’de ve Meriç’te de sınıfta kalmıştır. Göçmenlerin güvenli yaşam hayalleri, kendilerini ölüme itenler tarafından Ege’nin sularına gömülmüştür.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 2020 yılında Ege’de 9 bine yakın geri itme vakası yaşandığına dikkati çekerek, “Avrupa’ya sığınan onbinlerce Suriyeli çocuğun ise nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı bilinmiyor” dedi.
Göç konusunda Batılı devletler sürekli şikâyet etse de bu meselede asıl yükü taşıyanın gelişmekte olan ülkeler olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki mülteci nüfusunun yaklaşık yüzde 85’ine zengin devletler değil, imkânları çok daha kısıtlı olan ülkeler ev sahipliği yapıyor. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar, doğrudan insan hayatıyla ilgili bu kriz karşısında sorumluluk üstlenmiyor” diye konuştu.
“TÜRKİYE, SAYILARI 4 MİLYONU BULAN SIĞINMACIYA TEK BAŞINA EV SAHİPLİĞİ YAPTI”
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği rakamlarına göre, 2020 yılında dünyada üçüncü ülkelere yerleştirilmeyi bekleyen 1 milyon 440 bin mülteciden sadece 39 bin 500’ünün, 25 Batı ülkesine yerleştirilebildiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye, sayıları 4 milyonu bulan sığınmacıya tek başına ev sahipliği yapmıştır, yapmaktadır. Türkiye’ye sınırlarını açması konusunda tavsiye verenler; bu süreçte sınırlarını kapatmış, mültecilere sırtını dönmüştür” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan sınırındaki mültecilere Yunan güvenlik güçleri tarafından açıkça zulüm edildiğini gösteren utanç verici sahneler yaşadığını aktararak, Avrupa Birliği Ajansı’nın da bu hak ihlallerine ortak olduğunu söyledi.
“ASIRLARDIR KITALAR VE BÖLGELER ARASINDAKİ İNSAN HAREKETLİLİĞİNİN MERKEZİNDE BİZ YER ALIYORUZ”
Türkiye’nin kıtaların ve kültürlerin kavşağında bulunan bir ülke olarak, göç olgusuna asla yabancı olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlardır doğudan batıya, kuzeyden güneye kıtalar ve bölgeler arasındaki insan hareketliliğinin merkezinde biz yer alıyoruz. Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda zulme uğrayan, baskı gören; inancı, rengi, kültürü dolasıyla ayrımcılığa maruz kalan milyonlarca insana kapılarımızı açtık” değerlendirmesinde bulundu.
“Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumları asla vermem’ diyen bir devlet geleneğine sahibiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kafkasya’daki kardeşlerimiz de Balkanlardaki soydaşlarımız da başları dara düşünce hep bizim topraklarımıza sığındı. Nazilerin gadrine uğrayan yüzlerce bilim insanına 1930’larda bizim üniversitelerimiz sahip çıktı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’daki Türk diplomatlar, her türlü riski göze alarak, Türk pasaportuyla yüzlerce mazlumu soykırımdan kurtardı. Hem Halepçe katliamından sonra, hem de Birinci Körfez Savaşı sırasında Irak’tan kaçan yüzbinlerce Kürt kardeşimize kapımızı açtık. Kırım’dan, Ahıska’dan, Türkistan’dan, Bulgaristan’dan göç etmek zorunda kalan soydaşlarımızı yine biz bağrımıza bastık. Tarih boyunca başı dara düşen, zulme ve katliama uğrayan herkese güvenli bir liman, şefkatli bir yuva olduk. Sınırlarımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik. Suriye’deki çatışmalar başladığından bu yana, bu tarihi sorumluluğumuzu, milyonlarca muhacire ensarlık yaparak bir kez daha yerine getirdik. Maddi imkânları bizden katbekat fazla olan ülkeler, mültecileri toplama kamplarına mahkûm ederken, biz bu insanlarla ekmeğimizi paylaştık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli Türkmenlere, Kobanili Kürtlere, Halepli Araplara Türkiye’nin kapılarını açtığını ve sahip çıktığını vurgulayarak, eski ABD Başkanı Obama ile Kobani’li Kürtlere dair yaptığı görüşmesini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Obama, görevdeyken bir gece şahsımı aradı ve Kobani’deki Kürtlerin zor durumda olduğunu, bu konuda özellikle kapılarımızı açma noktasında destek istedi. Dedim ki ‘şu anda bunlar nasıl olacak?’ Bana verdiği cevap şu; bu insanlar ölümle karşı karşıya. ‘Peki, ne yapacaksınız?’ Aldığım cevap şu; ‘Biz gerekirse uçaklarla buraya her türlü mühimmatı indireceğiz.’ Yapacağınız bu operasyona ben katılamam çünkü o operasyonun ötesini görüyorum, ötesinde ciddi bir savaş söz konusuydu. Nitekim de öyle oldu ve o olayla birlikte binlerce on binlerce Kürt kardeşimiz o operasyonda öldü. Biz buna rağmen kapılarımızı açtık. On binlerce Kobanili Kürt şu anda hâlâ bizim ülkemizde” sözleriyle ABD Başkanı Obama ile görüşmesini aktardı.
Türkiye’nin Müslümanların yanında Hristiyanlara, Ezidilere, Süryanilere ve daha birçok farklı inançtan insana da kapılarını sonuna kadar açtığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’li bir generalin terör örgütü PKK, YPG ve PYD ile beraber hareket ettiklerini dair açıklamalarını da eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu nasıl bir NATO ittifakı iki ülke? Bunların mültecilere sahip çıkmak gibi bir dertleri yok, dert başka hâlâ bunlar terörle beraberler, teröristlerle beraberler. Tabi bizde terörle ve teröristlerle mücadelemizi her yerde sürdürüyoruz, bundan sonra da sürdüreceğiz. Dostlar eğer dostluğunu icra ederse ettiği müddetçe biz de gönlümüzü açarız. Ama etmezlerse bugüne kadar ne yaptıysak bundan sonra da onu yaparız” değerlendirmesinde bulundu.
“Mağdur durumdaki bu insanlara, kendi vatandaşımıza hangi hizmeti veriyorsak aynısını, hiçbir karşılık beklemeden sunduk” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin kuzeyinde terörden arındırdığımız bölgelerde de büyük bir göç krizini engelledik. Bütün bunları da çıkar hesabı veya reklam olsun diye değil; inancımızın, imanımızın, kültürümüzün bir gereği olarak yaptık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte Avrupalı ülke liderlerinin İdlib’te, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin yaptığı briket konutların bir kısmının yapımını üstlenmek konusunda verdikleri sözleri tutmadıklarını kaydederek, Türkiye’nin şu ana kadar 52 bin briket konutu yaparak, mültecileri çadırlardan kurtardığını belirtti.
Avrupa Birliği’nin Yunanistan’a 100 bin sığınmacı için 3 milyar Avro destek verirken, Türkiye’deki 4 milyon sığınmacı için elini taşın altına koymadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “18 Mart mutabakatıyla bize taahhüt edilen 6 milyar Avro, aradan geçen süreye rağmen, hâlen tam olarak gönderilmedi. Uluslararası basın kuruluşları bile bu gerçeği görmeye, teslim etmeye başladı” diye konuştu.
Geçtiğimiz günlerde uluslararası medyada yayımlanan bir haberde, Suriyeli mültecilere sahip çıkan tek devletin Türkiye olduğunun kabul edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtemel katliamların önündeki yegâne engelin de Türkiye’nin bu bölgedeki askerî varlığı olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan, dünyayı iyiliğin değiştireceğine, dünyanın iyilikle ayakta kaldığına iman eden insanlarız. Bizim böle bir farkımız var” sözlerine yer verdi.
Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin terörden temizlediği bölgelere şimdiye kadar sadece Türkiye’den 420 bin sığınmacının geri döndüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki siyasi çözüm çabalarında mesafe kat edildikçe, istikrar ve huzur ortamı tekrar güçlendikçe, bu geri dönüşlerin daha da artacağına inandığını söyledi.
“GÖÇ OLGUSUNA GENİŞ BİR PERSPEKTİFLE BAKILMASI GEREKİYOR”
Suriye’deki istikrarsızlıktan beslenen bölücü terör örgütünün, özellikle son günlerde, güvenli bölgelere yönelik terör eylemlerini artırdığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü PKK-YPG’nin saldırıları sebebiyle bir ay içinde onlarca masum sivil ve çocuğun hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
Teröristlerin, Türkiye tarafından tesis edilen huzur ve güven ortamını bozmasına kesinlikle izin vermeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nasıl daha önce gerektiğinde kimseye bakmadan terör yuvalarını imha etmişsek, saldırıların devam etmesi hâlinde, diğer bölgelere yönelik de gereken adımları atmaktan çekinmeyiz” uyarısında bulundu.
“Göçle kurulan, bizzat ataları göçmen olan toplumların, göç meselesine salt güvenlik odaklı bir anlayışla yaklaşmaları büyük bir çelişkidir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tarih boyunca var olan, bundan sonra da var olmayı sürdürecek olan göç olgusuna, geniş bir perspektifle bakılması gerekiyor. Suriye bağlamında yaşananlar bize duvarları yükseltmenin, sınırları dikenli tel örgülerle çevirmenin, hatta göçmenlerin botlarını batırmanın çare olmadığını göstermiştir. Özellikle az gelişmiş ülkelerin kıt kaynaklarıyla yetiştirdiği nitelikli insanlarını beyin göçünü teşvik ederek alıp, ihtiyaç sahiplerine kapıyı kapatmak, ahlaki bir tavır değildir. Bu tür politikalar, göçe kaynaklık eden sorunların derinleşmesine, yeni göç dalgalarının oluşmasına sebep olacaktır. Hele hele göç meselesinin üstesinden yabancı düşmanlığının ve İslam karşıtlığının körüklenmesi suretiyle gelineceğini düşünmek, büyük bir yanılgıdır. Gelir adaletsizliğinin bu derece keskinleştiği bir ekonomik düzende, göçü tamamen bitirmek mümkün değildir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl yüzleşilmesi gerekenin göçü besleyen sorunlar olduğuna değinerek, “Bu yüzleşmeye, göç meselesinin elbette güvenlik boyutu da olan ama asıl insani, siyasi ve sosyal bir mesele olduğunu kabul ederek başlayabiliriz. Daha önce ifade ettiğim gibi; her göç aynı zamanda yeni bir buluşmadır; etnik kimliği, dini, dili, kültürü farklı insanların kucaklaşmasıdır. Göçle ilgili önyargılarımızı bir tarafa bırakarak, göçmenlerin gittikleri ülkelere ve toplumlara katkılarını da görmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Türkiye’den göç edenler arasında, bilimden sanata, teknolojiden iş dünyasına kadar her alanda yaşadıkları topluma ve insanlığa çok büyük katkı veren isimler bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde Türkiye’ye yerleşen sığınmacılar arasında da gayretleri, birikimleriyle Türkiye’ye önemli katkılar sunanların bulunduğunu anlattı.
“GÖÇ VE GÖÇMENLERLE İLGİLİ POLİTİKALARIMIZI OLUMLU YÖNDE YENİLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Asırlardır göç alan ve 1960’dan beri de göç veren bir ülke olarak, meselenin her iki boyutunu da dikkate alarak adımlar attıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güvenliğimizden taviz vermediğimiz gibi göç olgusuna yalnızca güvenlikçi bir pencereden de bakmıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan göç konusunda faaliyet yürüten kurumların kapasitesini güçlendirirken, diğer taraftan da dünyadaki iyi ve başarılı örneklerden istifade etmeye çalıştıklarını açıklayarak, sözlerini şöyle tamamladı: “Yarının büyük ve güçlü Türkiye’sini içe kapanarak değil, dışa açılarak inşa edebileceğimizin farkındayız. Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen yabancılara nasıl her türlü imkânı seferber ediyorsak; eğitimde, akademide, bilimde, sanatta, ticarette bu ülkeye katkı sunmak isteyenlere de gereken kolaylığı göstereceğiz. Bilhassa ülkemizde eğitim görmüş, milletimizle ünsiyet geliştirmiş, Türkiye’yle gönül bağı olan insanlara yönelik farklı adımlar atacağız. Değişen şartlara ve ülkemizin ihtiyaçlarına göre, göç ve göçmenlerle ilgili politikalarımızı olumlu yönde yenilemeye devam edeceğiz. Konferans çerçevesinde yapacağınız tartışmaların, ortaya koyacağınız fikirlerin bize bu doğrultuda yeni ufuklar çizeceğine inanıyorum. Özellikle de bunu çok açık net söylemek zorundayım o botları şişleyenleri her hâlde sizler en az benim kadar biliyorsunuz; komşu Yunanistan. Polisleriyle sahil güvenlikle o botları nasıl şişleyerek batırdıklarını o savunmasız insanların nasıl o denizin sularında öldüğünü biliyorsunuz. Bu gerçekleri tüm dünyaya anlatıyoruz, ne anlatırsan anlat bir kulaktan giriyor bir kulaktan çıkıyor ama biz yine de anlatmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, konferansın başarılı geçmesini diliyor, Dokuz Eylül Üniversitemizi tekrar tebrik ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferans öncesinde Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nü ziyaret ederek, Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar’dan üniversite çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi desteğiyle düzenlenen 2025 Trakya Kariyer Fuarı (TRAKYAKAF) kapılarını açtı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İçdaş Kongre merkezinde gerçeklesen açılış programına, Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lutfihak Alpkan, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Selim Atay, Ak Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, CHP Milletvekili İsmet Güneshan, İyi Parti Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoglu, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Kırklareli Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Raif Cergibozan, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale Belediye Başkan Muharrem Erkek, akademisyenler ile kamu kurumu ve iş dünyasının önde gelen temsilcileri, öğrenciler ve basın mensupları katıldı.
GOLTEKS Firması Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Orhan Kaplan 2025 Trakya Kariyer Fuarı (TRAKYAKAF) un Ana sponsorlarından birisi olmanın gururunu yaşadıklarını ifade ederken şu ifadeleri kullandı.
Trakya Kariyer Fuarı, genç yetenekleri hem bölgesel hem de ulusal ölçekte faaliyet gösteren sektör temsilcileriyle buluşturarak öğrenci ve mezunlara kariyer planlamalarında rehberlik etmeyi, kurumsal iş birliklerini güçlendirmeyi ve Trakya bölgesinin ekonomik-sosyal gelişimine katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Etkinliklerin 18 Şubat 2025 tarihinde yani bugün de devam ediyor olması ayrı bir gurur kaynağı..
Gençler… Her birinizin kendine özgü yetenekleri olduğunun farkındayız ve sizlere güveniyoruz. Amacımız, sahip olduğunuz beceriler doğrultusunda kamu sektörü, özel sektör ve sivil toplum alanlarını yakından tanımanız, bu alanlarda etkileşim kurarak mezuniyet sonrası kariyer planınızı doğru adımlarla şekillendirmenize yardımcı olmak.”
Fuar kapsamında 40 binin üzerinde ziyaretçi bekliyoruz.. 250’den fazla ulusal ve uluslararası kamu kurumu, özel sektör şirketi ve sivil toplum kuruluşu etkinlikte yer aldığı furrda ayrıca, 150’ye yakın atölye çalışması, panel, seminer, söyleşi ve network etkinliği düzenleniyor.
Öte yandan, Çanakkale Zaferi’nin 110. yılına özel olarak öğrencilere 110 sürpriz hediye verilecek olması bizleri ayrı gururlandırıyor.
Orhan Kaplan GOLTEKS LTD ŞTİ Yönetim Kurulu Başkanı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi
Enerji Petrol Medya ,Türk İş dünyası Haber gazetemizde HÜRGAZ ve Nurettin İmece hakkında yazılarımıza yer verdik.
LPG- Tekstil, teknoloji, bilişim, sanayi, ticaret ve ülke ekonomisinde girişimci ruhunun ötesinde, bir o kadar başarılarını anlatılmakla bitiremeyeceğimiz, Enerji Sektöründe sayısız başarılara imza atarak HÜRGAZ Firmasının yetkili insanı Nurettin İmece’yi “Dünden Bugüne Yarından Geleceği ‘nde ağırlamak bizler adına onur kaynağı oldu.
1978 yılında Ağrı-Doğubeyazıt da dünyaya gelen, Eğitim yıllarını Orta kısmında bırakarak, sırası ile ,Tekstil,Elektronik,nakliye ve petrol sektörüne yönlendiren İMECE , daha sonra kariyerini enerji sektörüne çevirdi.
Yaşadığımız sürece bize pek çok imkan sunulur. Hayat, “işte fırsat sana. Düşün, aklını kullan ve girişimde bulun. Çalış, çabala yeni imkanların yolunu bul,” der. Biz bu imkanların farkına varıp, üzerinde düşünüp, ilk adımı atmaz isek, fırsat uçup gider. “Dün” tecrübedir ve “Bugün” dünün öğrencisidir. Eğer dünden doğru ders almışsak, bugün yeni bir bilgi ve tecrübe edinmiş oluruz. Dünü silemezsin, yarını yazabilirsin, bugün ise fırsattır, kullan!.. diyor.
Türkiye Enerji sektöründeki geçmişi, yenilenen yüzü, Türkiye pazarında hedef büyüten bir pazarlama stratejisi ve ekip ruhu , Kurumsal Kimlik anlayışı ile HÜRGAZ TİCARET VE SANAYİ A.Ş. ‘nin kuruluşu ve standartlarında emeği olan İmece ‘nin
Ülkemizde 2 adet Oto gaz ve Tüplü Dolum Tesisi ve Türkiye genelinde 200’ e yakın Oto gaz Bayiliği bulunan Şirketin ; Türkiye’nin LPG sektöründe,bağlı oldukları bölgelerin oto gaz ve tüplü gaz ihtiyacının ciddi anlamda Pazar payını artırması ön plana çıkmalarında yanı sıra ,ciddi anlamda söz sahibi olması gözle görünen bir yapılanması olduğunu her daim ifade ediyor.
Nurettin İmece LPG -OTOGAZ Sektöründe “Dünü ve Bugünü” anlatırken ;
“Ülkemizde 1995’den itibaren araçlarda LPG kullanımı hız kazandı. Başlangıçta hiçbir teşvik olmadan, sadece ekonomik bir yakıt olduğu düşüncesiyle vatandaşımız tarafından tercih edildi ve talep gördü. Artan talep pazarı büyüttü ve Ar-Ge çalışmalarını yoğunlaştırdı. Teknolojiyi yakından takip ederek verimliliği, Avrupa Birliği’nin uyguladığı güvenlik standartlarını birebir uygulayarak LPG’li araçların güvenliğini garanti altına aldık. Bugün dünyanın dört bir yanına oto gaz ekipmanları ihraç ediyoruz. Ülkemizdeki sistemler, istasyonlar, LPG dönüşüm sektörü Dünya LPG Örgütü (WLPGA) gibi uluslararası kuruluşlarca örnek göstermesi açısından takip ediliyor ve raporlanıyor” ifadeleriyle anlattı.
Nurettin İmece ; HÜRGAZ Firmamız 1998 yılından bugüne ANADOLU LPG DERNEĞİ üyesi olarak devam etmektedir. Dayanışma içerisinde büyüyebilmek için 1987 yılında Anadolu LPG ve Sanayicileri ve İş adamları Derneği’nin kurucuları olarak , sektördeki mücadelemizi Dernek çatısı altında yürütmeye başladık.
2012 yılında Anadolu’daki akaryakıt firmalarını da kapsayacak şekilde faaliyet alanı genişletilmiş; Derneğimizin adı “Anadolu LPG ve Akaryakıt Sanayicileri ve İş adamları Derneği” olmuştur.Dernek kapsamında ,sektörde olan tüm gelişmeleri takip ediyoruz. Anadolu LPG ve Akaryakıt Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Atalay Armutçu Başkanımız ile Hürgaz ve diğer dağıtıcı firmalar ile Ülkemizdeki LPG ve türevlerinin sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunmaya devam ediyoruz.
Nurettin İmece sektörde ciddi anlamda daralmalar ciddi boyutlara ulaşmış durumda
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) tüplerinin piyasada takip edilmesine yönelik düzenlemede değişikliğe gidildiğine dair konuya ilişkin tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, dağıtıcıların LPG tüplerinde takip sistemini 31 Aralık 2025 tarihine kadar kurması gerekecek.
Öte yandan, bu tarihten itibaren kimliklendirilmemiş veya karekod etiketine sahip olmayan LPG tüpleri, dolum tesislerinde bulundurulamayacak. Ayrıca bu tür tüplerin dolumu ve satışı yapılamayacak.
15 Ekim 2016 tarihli ve 29858 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Tüplerinin Piyasada Takip Edilmesine İlişkin Tebliğ’de yapılan değişiklikle, tüplerin takibinin sağlanması için dağıtıcı firmalara ek süre verilmiş oldu.
Tebliğ, yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlüğe girerken, düzenlemenin uygulaması Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile EPDK tarafından ortaklaşa yürütülecek.
Düzenleme ile LPG tüplerinin izlenebilirliği sağlanarak, güvenlik ve kayıt dışı faaliyetlerle mücadele hedefleniyor.
Doğup büyüdüğü memleketi Ağrı başta olmak üzere ,Hür Gaz Tokat İl merkezli sürdürülebilir hizmetleri arasında “ Global Firmalar başta olmak üzere Enerji ,Ekonomi ve daha bir çok alanda sürdürdüğü projeler ile insanlara dokunan yaklaşım ve hizmetleri bunun en açık göstergesi.
Nurettin İmece’nin Gelecek ile palanlarını inceleme imkânı bulduğumuz vakit, “Yarın yaparım, yarın yaparım deme! Bugün de dünün yarınıydı, ne yapabildin?” sözü ile adeta yazı dizimizin “Dün,Bugün Yarın ve Gelecek” ile alakalı temasına ışık tutuyor.
Bu engin deneyim, bilgi, beceri ve başarılarının devam etmesinin, ülkemiz adına Enerji ,Bilişim teknoloji alanında, katacağı pozitif değerlerin bilinci ile saygılarımızı sunuyoruz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.