Dijitalleşmeyle beraber peki medya nasıl dönüştü? Medya ve siyaset ilişkisi bu anlamda değişti mi? Bu ilişki demokratik siyaset namına nasıl yeniden düzenlenebilir
“Demokratik bir siyaset için dezenformasyondan arınmış bir kamusal alana ihtiyacın olduğu Cumhuriyet Türkiye’sinde yer bulan siyasi bir kriter olma özelliğini her zaman gündem de tutmuştur. Zira bu alan, aynı zamanda doğru bilgi ile vatandaşların demokratik siyasete katılımının önünü açan bir unsurdur. Bu nedenle hakikat temelli bir iletişim, demokratik siyasetin olmazsa olmazıdır. Aksi demokrasi düşmanlığıdır, aksi siyaset düşmanlığıdır, aksi vesayetin tahkim olunmasıdır.
Medya ve siyaset ilişkisinin her daim önemli bir tartışma konusu olduğunu vurgulayan Nevzat Durduhan
“Siyasetin gerçek uygulayıcıları konumunda bulunan sektör bileşenleri, kamuoyunu etkilemek, toplumun desteğini elde etmek noktasında medyanın gücünü her dönem kullanmak istemişlerdir. Medya ve siyaset, toplumsal sistemin çok önemli iki figürü olarak karşılıklı bir ilişki içerisindedir. Dolayısıyla medya ve siyaset, her iki yapıyı yönetenlerin de sürekli etkileşim içerisinde bulunması bağlamında birbirinden ayrı süreçler olarak değerlendirilemez. Siyasi aktörlerin medyanın gücünü kullanma ya da bu gücü kontrol altında tutma isteği karşısında çeşitli ekonomik kaygılar sebebiyle bu isteği medyanın lehine çevirmesi durumu medya ve siyaset ilişkisinin önemli bir noktasıdır.” ifadelerine yer verdi.
Medya ve siyaset, kamusal hizmet yapan, toplum tarafından görevlendirilen alternatifsiz bir sistem olarak görülmektedir. İki kurumun da çalışmalarını, toplum adına yürüttüğünü söylemek mümkündür. Bu açıdan kaçınılmaz bir diyalektik ilişki içinde bulunan kurumlar, toplumsal sistemdeki ilişki ve etkileşimler, birbirine bakış açıları ve toplumsal çıktıları açılarından incelendiğinde sorumluluklarının bilincinde hareket etmelidir.
Kitleleri bilgilendirmeyi ve buna bağlı olarak yönlendirme merkezlerini içine alan medya ile bu fonksiyonları kendi doğasından ve biraz da sistemden alan siyaset arasında her zaman bir işbirliği ve bunun yanı sıra bir çatışma söz konusudur. Her iki güç de yönlendirme ve bilgilendirmenin kendi tekelinde olmasını tercih etmekte ve zaman zaman bunu paylaşımla elde etmektedir. Dolayısıyla medya ve siyaset, her zaman ve her durumda sürekli etkileşim ve iletişim içinde olmak zorundadır. Sürekli etkileşimin getirdiği durumların değerlendirilmesi, insanların medyayı nasıl okuması veya nasıl görmesi gerektiği açısından önem taşımaktadır.
Medyanın gerçekten haber verme ve kamuoyunu bilgilendirme fonksiyonu siyasetle ilişkisi bağlamında değerlendirilmelidir. Siyasetin istediği ya da öne sürdüğü çalışmaları, faaliyetleri ulaştırmak için medyaya baskı yapmak amacıyla birtakım düzenlemeleri kullanması ve bu düzenlemeleri medyanın tepesinde bir kılıç gibi tutması medyanın tarafsızlığını ve objektif haber sunma gücünü zayıflatacaktır.
Sonucunda siyaset tarafından her zaman baskılanan ve çeşitli düzenlemelerle denetim altında tutulan, yeri geldiğinde propaganda aracı olarak kullanılan bir mecra ortaya çıkmaktadır.
Son yıllarda ki teknolojik gelişmeler ve internetin tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlaması, insanlar arasında etkileşimli iletişim imkânı sağladı. Bu sebeple, sosyal medya kavramı hayatımıza girdi ve günümüzde yüz milyonlarca kullanıcıya ulaştı. Sosyal ağlar hayatın her alanını etkiler hale geldiler. Çünkü sosyal ağlar diğer web siteleri ve geleneksel medya ile karşılaştırıldığında konuyu ya da olayı değil bireyi merkeze yerleştiriyor. Politik faydaları ise organize olmayı kolaylaştırması, iletişimi arttırması, olaylara anlık ve kolay tepki verilebilmesi olarak sıralanabilir. Bu faydalar politik alanda şeffaflaşma, özgürlük talebinin artması, sivil örgütlenme bilinci, politik katılımın güçlenmesini beraberinde getirdi. Sosyal ağlar politik katılım ve seçimlerde önemli rollere sahipler çünkü bireyler arasında etkileşimli iletişim sağlıyorlar.
Aynı zamanda politikacılara kısa sürede ve düşük maliyetle daha geniş kitleye hitap etme imkânı veriyor. Bu durum politikacıları sosyal ağları iletişim için kullanmaya yöneltiyor. Bunların yanı sıra sansür uygulamanın zor olması ve tarafsız bir ortam sağlamaları politik tartışmalar için uygun ortam oluşturuyor.
Sonuç olarak, Biz Siyasetçilerin de, sosyal medya tüm dünyada bireyler arasındaki demokrasi ve özgürlük talebinin yayılmasında ve artmasında güçlü bir iletişim aracı olarak kullanıldığının bilincindeyiz. Günümüz Türkiye’sinde ,sosyal ağlar temsili demokrasiden, katılımcı demokrasiye geçişte birincil role sahipler ve her geçen gün yeni yollar açmaktadır ifadelerini kullandı.
Medeniyetlerin doğduğu Avrasya’yı bir uçtan öteki uca kat edip Avrupa’nın batısı ile Asya’nın doğusunu birleştiren ve medeniyetlerin yayılma yolu üzerinde sayısız medeniyetlere beşiklik yapmış,binlerce yıllık tarihi eserleri ve eşsiz doğal güzellikleri sunan turizm kenti… olması yanı sıra …Kayısı, tekstil ağırlıklı sanayisi, dinamik ekonomisi, 800 bini aşan nüfusu, Türkiye’nin dört bir yanına açılan yolları, tarihi ve kültürel değerleriyle, Doğu Anadolu’nun turizmde söz sahibi ilimiz Malatya
Türkiye’nin sanayi, bilişim, eğitim, moda, sağlık, iletişim, enerji, turizm, tarım, otomotiv ve enerji piyasalarında yer alan iş insanları, ülkemizde ve yurt dışında başarılı işlere imza atmış iş kadınları, akademisyen, rektör ve hocalarımız, yazarlarımız ve sivil toplum kuruluş başkanları ile birlikte platform başkanlarımız ve yazarlarımızın bir arada yer aldıkları yazı dizimizde Arzu Köseman gibi bir değere yer vermek bizler adına onur verici.
Arzu Köseman ,1979 yılında yukarıda bahse konu Doğu Anadolumuz’un şirin İli Sanayi Şehri Malatya da dünyaya geldi.Eğitim hayatının önemli bir bölümü memleketi Malatya’da geçti. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra Kız Meslek Lisesi’nin Çocuk Gelişimi bölümünde eğitimine devam etti. Ancak lise ikinci sınıfta öğrenimini yarıda bırakmak durumunda kaldı. Daha sonra İstanbul’a yerleşti ve burada yaşamını sürdürmeye başladı. İki çocuk annesi olan Köseman, başlangıçta evde çeşitli işlerle aile bütçesine katkıda bulundu, ardından maaşlı işlerde çalışarak iş hayatına adım attı.
Onun çalıştığı iş kurumu bir matbaa atölyesiydi.
İş yeri kapanınca matbaayı benimsemiş olsa gerek ki, 2013 yılında küçük bir Serigraf atölyesi açarak (borç) ilk esnaflık hayatına başlamış bulundu.
Önceleri çekinceleri, korkuları vardı. Ne yapacağını, nasıl geçineceğini, çocuklara nasıl bakacağı konusunda endişeleri vardı. Büyükşehir’e ayak uydurmak kolay değildi ama bir yerden başlamak zorundaydı.
İş kurduktan sonra özgüveni artan Arzu Köseman ,daha çok sorumluluk alarak, daha çok çalışmak istiyordu.. Her gün iyi ki de yaptım diyordu. Her gün sabah daha da erken kalkarak işinin başında bulunması onu daha da enerjik kılıyordu.
Kendi ifadesinde kullandığı cümleler İş Vizyonunda Başarılarını adeta teyit eder nitelikte
Erkek evladımın vatani vazifesini bitirip gelmesi ile birlikte çalışmaya karar verdim. Sonrasında 2. Şubemizi açtık.
“Önceleri her şey zor görünüyordu ama başladıktan sonra her geçen gün arkama baktığımda bir sürü dağ devirdiğimi düşünüyorum. Bu bana güç veriyor ve daha çok ilerlemek, sınırları zorlamak, kendimi geliştirmek istiyorum. Hayalimdeki işi yapıyorum aslında çünkü insanlara yardım etmeyi seviyorum. Bağlı olduğum Sektör ile insanlara yardımcı olmak ve insanlarla iletişim halinde olmak için harika bir sektör. Bunu zincir kurup daha da arttırmayı planlıyorum. Diyen Köseman,
Tüm zorluklar karşısında işini büyütmek ve geliştirmek adına iş adamlarının ticaretlerine yön verme şekillerini görmek ve tecrübelerinden faydalanmak için ilk olarak ASRİAD Asrın İş İnsanları Derneğin’ de bulundum diyor.
İş kurmadan önce hayatımdaki belirsizlikler, heyecanlı olmakla birlikte motivasyon kırıcıydı. İş kurmayı başardıktan sonra “iş kurmuş biri” olarak birçok zorlukla mücadele etmenin güzelliğini farkettim. Konulara yaklaşımım, duruşum daha farklı artık. Kendimi daha güçlü hissediyorum. Şimdi geldiğim noktadan çok memnunum. İyi ki de yaptım, iyi ki de kendi işimi kurdum. Diyor.
Serigraf baskı fason olarak çalışmalarına devam ediyor. Kumaş baskılar yaparken, kadınlarımızın çanta olarak kullandığı ürünlere baskı yapmaya başladı. İlk olarak baskılarını yaptığı bir firmayla bez çanta siparişi alıp, çalışmalarına hız verdi. 4 yıla aşkın kendi imalatını yapmakla birlikte, Serigraf baskı ve bez çanta imalatı ile ticaretine yön vermeye devam etmekte.
Arzu Köseman,
Kadın girişimciliği, sadece ekonomik bir etki yaratmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadeleye önemli bir katkı sağladığını ifade ederken, İş dünyasında ben dahil daha fazla kadının yer alması, toplumsal cinsiyet normlarını sorgulamaya ve değiştirmeye yönelik bir adım olarak görülebilir fikrini savunuyor.
Benim bu başarılarım, genç kızlara ve kadınlara rol modeller sunarak onların kariyer hedeflerine ulaşma konusunda cesaretlendiriyor diyerek ,İş kadınlarımızın liderlik pozisyonlarında daha fazla görünmesi, iş dünyasında cinsiyet eşitliğine duyarlı bir atmosferin oluşturulmasına katkıda bulunacaktır. . Bu da uzun vadede toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin azalmasına ve daha adil bir iş dünyasının oluşmasına olanak sağlayacaktır diyor.
Arzu Köseman ,karşısına çıkan zorluklarla savaşan, asla pes etmeyen, büyük bir azim ve dirayetin sonucunda başarılarını gerçekleştirdiğinin idraki içerisinde. İnanıyoruz ki yeni ve daha büyük başarılar için hizmetlerine devam edecek.
Enerji, petrol, medya grup olarak ülkesine olan sevdası, girişimci ruhu, yardımsever kişiliği, sektöründe , yaratıcılık özelliği ve bilge kişiliği ile toplumun sevgisini ve takdirini almış
Bir Kadın Girişimci .Gelecekte de insanlık adına faydalı çoğu kapsamlı projelerin hayata kazandıracağını biliyor, kendilerine “
Geçmiş tarihin izlerinde gerek Türk yerleşiminden önce ve gerek sonrasında oldukça hareketli siyasi ve askeri olaylara şahitlik etmiş tarihi ve doğal güzellikleri , tarihi yapılar, doğal alanlar, müzeler ve termal kaynaklar, Tyana Antik Kenti (Kemerhisar), Ulu Camii, Zindan Vadisi, Çiftehan Kaplıcaları, Gümüşler Manastırı ve Andaval Kilisesi ile tarihin dokusunda Niğde İline Bağlı ilçemiz Bor…
Türkiye’de uluslararası düzeyde ülke refah ve düzenine hizmet vermiş ve hizmet vermeye devam eden iş insanlarının, Kadın Girişimcilerin, Sivil Toplum Kuruluş Başkanlarımızın yer aldığı “İyi ki Varsın” başlıklı yazı dizisi ile dikkat çeken ünlü isimlerin bir arada bulunduğu platformumuzun konuğu ,
“ Eğitimin Gücünden Sanayinin Kalbine, Geri Dönüşümden Sosyal Sorumluluğa Uzanan Bir Girişimcilik Yolculuğu diyen Girişimcimiz” Asiye Korkmaz ..
1984 yılında Niğde’nin Bor ilçesinde, üç kız çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak dünyaya gelen Asiye Korkmaz, hayatının her döneminde kararlılığı, öğrenme tutkusu ve cesaretiyle öne çıkan bir isim oldu. İlk, orta ve lise eğitimini doğup büyüdüğü şehirde tamamladıktan sonra, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü başarıyla bitirdi. Mezuniyetinin ardından beş yıl süreyle ücretli İngilizce öğretmenliği yapan Korkmaz, eğitimin gücünü erken yaşta deneyimlemiş bir isim olarak kariyerine farklı bir rota çizdi.
Gelişen teknolojiye rağmen Türkiye’de hâlâ çözüm bekleyen yabancı dilde iletişim eksikliğini fırsata çevirerek, eğitim kökenli birikimini ticaretle buluşturdu. Yerel bir gıda firmasının uluslararası açılım süreçlerinde aktif rol aldı ve “Anadolu’nun bağrından dünyaya açılan bir pencere” olmayı başardı. Bu deneyim, onun küresel pazarlara dair vizyonunu pekiştirdi.
Zamanla sanayi ve dış ticaret alanındaki ilgisi derinleşti. Bugün, Çin’den ithal edilen plastik ambalaj makineleri ve hammadde alanında faaliyet gösteren şirketinin yöneticiliğini üstlenen Korkmaz, Wintech Plastic Machinery markasının Türkiye temsilciliğini yürüterek sektörde güçlü bir konuma ulaştı. Streç film, balonlu naylon, otomatik sarım–dilimleme ve granül üretim hatları konusunda uzmanlaşan firmasıyla yalnızca satış değil, teknik destek ve satış sonrası hizmetleri de kapsayan bütünsel bir hizmet ağı sunuyor.
Asiye Korkmaz yalnızca sanayiye yön veren bir kadın lider değil; aynı zamanda geri dönüşüm gibi çağımızın en kritik çevresel ve toplumsal sorunlarından birine çözüm üretmeyi misyon edinmiş öncü bir isim. İlk etapta bir ilgi ve araştırma merakıyla adım attığı bu alanda, kısa sürede hem endüstriyel yatırımları hem de etki odaklı sosyal projeleriyle sektörde fark yarattı.
Plastik atıkların yeniden kazanımı, sürdürülebilir ambalaj çözümleri ve atık yönetim teknolojileri gibi alanlarda gelişmeleri yakından takip eden Korkmaz, bu bilgi birikimini sahaya uygulamanın ötesine taşıyor. Geri dönüşümün yalnızca fiziksel bir işlem değil; zihinsel, kültürel ve ekonomik bir dönüşüm süreci olduğunu savunuyor. Bu kapsamda kadınlara ve gençlere yönelik çevre bilinci projeleriyle de aktif rol alıyor. “Bir ürünün ikinci hayatı, bazen bir insanın ilk umudu olabilir” mottosunu şiar edinmiş Korkmaz, çevresel sürdürülebilirliği sosyal faydayla birleştiren nadir kadın girişimcilerden biri olarak dikkat çekiyor.
Akademik gelişimi de onun yaşam biçiminin ayrılmaz bir parçası. Merakla başladığı İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler lisans programına, kendini daha derinlikli tanımak ve dünyayı anlamlandırmak adına devam ediyor.
Yakın dönemde, iş birliği yaptığı bir eğitim ve danışmanlık firması için B2B Pazarlama ve Satış ile Yönetici Asistanlığının Kilit Unsurları başlıklı eğitim içerikleri de hazırlayan Korkmaz, bilgi birikimini paylaşmayı ve yeni nesil profesyonellere ilham vermeyi öncelikli sorumluluklarından biri olarak görüyor.
Sanayi dünyasında kadın olmanın zorluklarına rağmen, istikrarlı duruşu, teknik bilgisi ve insan odaklı yaklaşımıyla örnek bir lider olarak tanınan Korkmaz, sosyal medya platformlarında “Streç Film Kraliçesi” unvanıyla anılsa da, plastiğin geri dönüşümü ve sürdürülebilirlik gibi alanlardaki vizyonuyla “Plastiğin Kraliçesi” olmayı hedefliyor. Aynı zamanda 12 yaşındaki oğluna ilham vermeyi ve onun hayatına sağlam bir yön vermeyi de yaşamının en kıymetli misyon’larından biri olarak görüyor.
Asiye Korkmaz’ın hikâyesi, kadınların üretimden yönetime, eğitimden uluslararası ticarete, geri dönüşümden sosyal sorumluluğa uzanan geniş bir alanda dönüştürücü etki yaratabileceğini somut biçimde ortaya koyuyor. Eğitimin disiplininden gelen birikimini çok yönlü iş yapılarıyla harmanlayan ve yerelden globale başarıyla yürüyen bu yolculuk, genç kadınlara güçlü bir örnek olmaya devam ediyor.
Kadın girişimciler ile sivil toplum kuruluşları (STK) arasında güçlü bir bağlantı bulunmaktadır. STK’lar, kadın girişimcilerin güçlenmesini, iş hayatına daha aktif katılımını ve toplumsal kalkınmaya katkılarını sağlamak için önemli bir rol oynamaktadırlar. Bu bağlantı, eğitim, danışmanlık, finansal destek, ağ oluşturma ve savunuculuk gibi çeşitli alanlarda da görülmektedir.
İyi ki varsın yazı dizimde, belirli aralıklarla, özgün zaman dilimlerinde, karşılaştığımız diyalog kurduğumuz, hayatımızın olmazsa olmazı değerlere yer verdim.
“Kadınlar, cesaretleriyle dünyayı şekillendiren en büyük güçlerden biridir. Asiye Korkmaz bunlardan sadece bir tanesi. Korkmaz’ın serüveni tüm zorlukların içerisinde, her fırsatı değerlendirip içinde barındırdığı girişimcilik ruhunu görmekle başladı.
“Kadın Girişimcilik, sevgiyle büyüyen bir tohum gibi. Ya sevdiğiniz işi yapacak ve tutkuyla besleyeceksiniz ya da yaptığınız işi sevip ona hayat vereceksiniz. Her zorluk, bu tohumu büyütmek için bir fırsattır. “ diyor
Asiye Korkmaz,.. “Başarı Onu, O Başarmayı Seviyor..” Bizce de ‘başarı’ ona çok yakışıyor. Cesaretle adım atın, inanın ve unutmayın, hayallerinize ulaştığınızda başarı çiçek açacaktır.” fikrini her zaman önemseyen bir değer.
Asiye Korkmaz, “Koç Holding kurucusu rahmetli Vehbi KOÇ’un bir sözünü her daim kendime ilke edindim,” diyor ve ekliyor: “Başarılı olmak için sevdiğiniz mesleği seçin. Başarıda meslek sevgisinin çok büyük rolü vardır.”
Ülkesine olan sevdası; girişimcilik alanında disiplin ve kararlılık, vizyoner ruhu ve yardımsever kişiliği, adından sıkça söz ettirerek çalışmış olduğu sektörlerde gösterdiği yaratıcılık ve bilge kişiliğiyle bütünleşerek zümrenin takdirini kazanmış, sevilen bir insan olmasını sağlamıştır. Sanayi, bilişim, teknoloji ve daha bir çok alanda, gelecekte de kaynağı insan olan faydalı kapsamlı projeleri hayatımıza kazandıracağına inanıyor ve kendilerine,
28-30 Mayıs 2025 tarihleri arasında Alpet Genel Merkezi’nde düzenlenen Satış ve Yatırım Toplantısı, şirketin yılın ilk çeyreğinde elde ettiği başarılı performansı değerlendirmek ve yeni yatırım stratejilerini paylaşmak amacıyla gerçekleştirildi. Toplantıda paylaşılan verilere göre, Alpet 2025 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre toplam satışlarını %105 oranında artırarak dikkat çekici bir büyüme sergiledi. Bu etkileyici performansla Alpet, pazar payını %20 oranında artırarak Türkiye akaryakıt sektöründe, zorlu zirve yarışında önemli bir adım daha atmış oldu.
Ocak-Nisan döneminde büyük şehir merkezleri ve önemli turizm merkezlerinde transfer edilen 40 yeni istasyon ve kontratları yenilenen istasyonlarla, Alpet bayi ağını yaygınlaştırmaya devam ediyor. İstikrarlı büyüme hedefi doğrultusunda yapılan reorganizasyon çalışması ile de saha satış ve yatırım ekipleri yapısı güçlendirildi
Toplantı kapsamında, Alpet tarafından işletilen DOCO model istasyonlar özelinde mevcut satış performansları değerlendirildi ve gelecek planlamaları ele alındı Şirketin büyüme vizyonu doğrultusunda akaryakıt dışı sunulan müşteri odaklı hizmetlerin yelpazesinin genişletileceği yeni projeler değerlendirildi. Easy Point, ATM, tır yıkama ve mobil market gibi hizmetler, kısa sürede hayata geçirilmesi planlanan uygulamalar arasında yer aldı.
Alpet Madeni Yağ kategorisinde de ilk çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %572’lik rekor bir büyüme sağlandı. Öte yandan, tesisler tarafında kapasite artışına yönelik planlanan yeni projeler de satış ekipleri ile paylaşıldı.
Alpet Genel Müdürü Fidan Bayındır, toplantının ardından yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Alpet olarak sürdürülebilir ve akıllı büyüme hedefimiz doğrultusunda her alanda istikrarla ilerliyoruz. Pazar payımızı %20 artırarak günden güne en yakın rakiplerimizin bir adım önüne geçiyor olmamız ALPET için önemli bir gelişim göstergesidir. Bu başarı, sahada özveriyle çalışan ekiplerimizin ve güvenle bizimle ilerleyen bayilerimizin ortak emeğinin bir sonucudur. 2025’in ilk çeyreğinde elde ettiğimiz %105’lik satış artışı, doğru stratejilerin, kaliteli hizmetin ve etkili ekip çalışmasının bir bütünüyle oluşmuştur. Önümüzdeki dönemde, hem DOCO modelimizi geliştirmeye hem de akaryakıtdışı hizmetlerimizi çeşitlendirmeye odaklanıp müşteri memnuniyetimizi artırmayı hedeflemekteyiz.”
Alpet, güçlü altyapısı ve vizyoner yaklaşımıyla önümüzdeki dönemlerde de sektördeki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.