Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beykoz Cam ve Billur Müzesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Ülkemize uzunca bir süredir hâkim olan çirkin, ruhsuz, kimliksiz yapı inşası dönemini sona erdirerek gelenekle geleceği harmanlayan yeni bir devri başlatmayı hedefliyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beykoz Cam ve Billur Müzesi Açılış Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Saraylardaki nadide parçalardan oluşan cam eserlerin iftihar verici bir zenginliğe sahip olduğunu söyledi. Bu koleksiyondan seçilen eserlerin ilk defa Beykoz Cam ve Billur Müzesi’nde sanatseverlerin ve milletin beğenisine sunulduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı döneminde kurulan Beykoz Cam ve Billurat Fabrika-i Hümayunu binasında açılan müzenin hem mimarisi hem de içindeki eserleri itibarıyla ülkeye ve İstanbul’a ayrı bir değer kattığına inandığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzenin restorasyonunda ve eserlerin sergiye hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ederek, İsmail Kahraman’ın TBMM Başkanlığı döneminde burayı ziyaret ettiğini ve gelişmeleri takip ettiğini, bir kısım objeleri o gün gördüğünü anlattı.
“TARİHÎ MİRASIMIZI KORUMA ALTINA ALMAK İÇİN ÖZEL GAYRET SARF ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradan geçen 3 yıllık zamanda çok ciddi yol alındığını, mesafe kat edildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Esasen müze binasının da içinde yer aldığı bu geniş alan içindeki köşkleri, havuzları, tiyatro binası ve ahırlarıyla başlı başına bir sanat vahasıydı. Günümüzde bu eserlerden geriye kalan ahır binası Millî Saraylarımız tarafından restore edilerek müzeye dönüştürülmüştür. Dönem mimarisinin en nadide eserlerinden biri olan bu müzeyi Cumhurbaşkanlığı olarak ülkemize kazandırmış olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Gönül isterdi ki inşa edildiği tarihteki tüm eserleriyle bu mimarı yaşatabilseydik. Maalesef ülkemizde bir dönem ecdat mirasına gerçekten çok hoyrat davranılmış, nice güzel eserler yerle yeksan edilmiştir. Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren başlayan, Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız döneminde de devam eden süreçte tarihi mirasımızı koruma altına almak için özel gayret sarf ettik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe’de harap haldeki mekânları restore ederek önce Başbakanlık, şimdi Cumhurbaşkanlığı hizmetlerinde kullandıklarına dikkati çekerek, “Beylerbeyi Sarayı takibimizle Meclis Başkanlığı tarafından restore edildi. Daha sonra yine Cumhurbaşkanlığı bünyesinde değerlendirdik. Aynı şekilde büyük bir vefasızlıkla harabeye dönen Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nü restore ederek ülkemizin sembol eserlerinden biri hâline getirdik. Yıldız Sarayı’nın diğer kısımlarıyla ilgili çalışmalar da yine devam ediyor. Tarabya’daki harap halde bulunan Huber Köşkü ile adeta tamamen yıkılmış olan Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü’nü de yeniden ayağa kaldırdık” bilgisini paylaştı.
Millî Saraylar Başkanlığını Cumhurbaşkanlığına bağlayarak ecdat yadigarı diğer eserleri de bizzat takip altına aldıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının tüm bu mekanların hem en sağlıklı ve hızlı şekilde restore edilebilmelerini hem de yaşayan mekanlar olarak korunabilmelerini sağlamak olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere yeni yapılan kamu binalarının Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşımaları, modern mimari ve yorumlarla inşasını temin etmeyi önem verdiklerini belirterek, “Böylece ülkemize uzunca bir süredir hâkim olan çirkin, ruhsuz, kimliksiz yapı inşası dönemini sona erdirerek gelenekle, geleceği harmanlayan yeni bir devri başlatmayı hedefliyoruz. İnşallah bu yolda önemli bir mesafe de kat ettik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık pek çok şehirde sadece kamunun değil özel sektörün ve kişilerin de projelerini aynı anlayışla yürüttüklerini söyledi.
“YATAY MİMARİYİ YAYGINLAŞTIRACAĞIZ”
Yatay mimariyi de yaygınlaştırmak suretiyle Türkiye’nin çehresini orta ve uzun vadede tamamen değiştireceklerine inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanılan coğrafyada 200 yıllık Selçuklu, ardından 600 yıllık Osmanlı ve bir asra yaklaşan Cumhuriyet tecrübeleriyle yaklaşık 1000 yıllık bir geçmişe sahip olunduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, medeniyet müktesebatının ise çok daha eski ve çok daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını dile getirerek, bugün de Orta Asya’dan Avrupa’nın içlerine kadar her yerde ecdadın bıraktığı kültür izlerine rastlandığını aktardı.
Yaşanılan coğrafyanın ise insanlığın en kadim yerlerinin başında gelmesi hasebiyle kendi içinde çok daha büyük bir zenginliği barındırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Sahip olduğumuz bu büyük tarih, kültür ve medeniyet mirasına hakkıyla sahip çıkamadığımız ise acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor. İşte bu sebeple sorumluluk üstlendiğimiz her yerde ve her alanda kökü mazide olan ati anlayışıyla hareket ediyoruz. Elbette kültür, sanat, ilim dediğimiz hususlar bir anda üretilemediği gibi bir anda da ortadan kaybolmuyor. Bununla birlikte sağlam siyasi, ekonomik, askerî güce sahip olamayan toplumların kültürlerini, sanatlarını, ilimlerini yaşatmakta da zorluk çektiklerini biliyoruz. Kültür ve sanat eserlerinin her biri diğerini de besleyen, diğerini de ayakta tutan unsurlar olduğu için gerileme başlayınca hiçbir alan bunun dışında kalamıyor. Türkiye ve Türk milleti olarak böyle bir felaketi kısmen de olsa yaşadık. Son asırlarda arka arkaya maruz kaldığımız çöküntüler bizi beka mücadelesine öylesine yoğunlaştırdı ki diğer konulara yeteri kadar vakit ve enerji ayıramadık. Son devletimizi de işte bu hercümerç içerisinde kurduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüz dünyasında toplumlar ve kültürler arasında etkileşimin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, “Ancak biz diğer hususlarla birlikte kültür sanatta da sadece kopya çeken, taklit eden durumunda kalarak özgürlüğümüzden uzaklaştık. Bilhassa tek parti döneminde kültürel alanda tamamen taklitçi, tamamen baskıcı, ülkenin ve milletin değerleriyle kavgalı bir zihniyetin esiri olduk” diye konuştu.
“Kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, kendinizi gecekonduların, çirkin betonarme binaların arasında bulursunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi edebiyatınızı, kendi müziğini üretemezseniz küresel dalgaların içinde kaybolup gidersiniz. Türkiye tüm bu felaketleri yaşamış bir ülkedir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile, eğitim ve kültür merkezli bir anlayışla medeniyet nöbetini devralma hedefimizin gerisinde bu tespit yatıyor. Aile ile temeli güçlendirilmemiş, eğitimle kalıcı hale getirilmemiş, kültür sanatla tahkim edilmemiş bir kalkınmanın bizi götüreceği yer zevksizliktir, sevgisizliktir, nobranlıktır, bataklıktır. İrfan ve hikmetle yoğurarak hayata geçireceğimiz atılımlarla ülkemizi bu tehdidin yörüngesinden çıkartmakta kararlıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzenin hayırlı olmasını dileyerek, eserin restore edilerek insanlığa kazandırılmasında emeği geçenlere tebrik etti.
Konuşmasının ardından müzenin açılışını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra eşi Emine Erdoğan ile müzeyi gezerek, eserler hakkında yetkililerden bilgi aldı.
Dünya blok mermer sektörünün önemli aktörleri, sektörün kalbi Afyonkarahisar’da ilk kez bir araya geliyor.
Blok mermer üreticileri, ihracatçıları, ithalatçıları, maden makinacıları, iş makinacıları, doğal taş tasarım ve sanatsal üretim firmaları ve sektör profesyonelleri, 18-21 Haziran 2025 tarihlerinde Afyonkarahisar Uluslararası Fuar Kongre ve Gösteri Alanı’nda buluşuyor.
Türkiye’nin en büyük doğal taş rezervlerine sahip bölgelerinden biri olan Afyonkarahisar, bu fuarla birlikte blok mermer pazarının uluslararası çekim merkezi haline geliyor. Yeni ticari iş birlikleri kurmak, küresel pazara açılmak ve sektörde rekabet avantajı elde etmek için siz de bu büyük buluşmada yerinizi alın
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Onursal Başkanlığını yaptığı Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’nin Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de gerçekleştirilen Genel Kuruluna katıldı.
Hisarcıklıoğlu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Türk Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Genel Kurulu’nu Budapeşte’de gerçekleştirdik. Genel Kurulumuzun hayırlı olmasını temenni ediyorum. Gözlemci üye Macaristan Ticaret ve Sanayi Odası’nın asıl üyelik talebini onayladık. Ev sahipliği için dost ve kardeş ülke Macaristan’a teşekkür ediyoruz. Türk dünyası olarak iş birliği fırsatlarını ve dünyadaki gelişmeleri değerlendirdik” dedi
Bulgaristan’ın Ankara Büyükelçiliği’nde gerçekleştirilen defileye, Bulgaristan’ın büyükelçisi Anguel Tcholakov ev sahipliği yaptı.
Dünyaca tanınmış Bulgar moda tasarımcısı Sofia Borisova’nın tasarımını yaptığı ve hazırladığı Yüksek Moda Defilesi’ndeki kıyafetler davetlilerin büyük beğenisini topladı.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Tan Sağtürk de defileyi izleyenlerin arasındaydı.
Yüksek Moda Defilesine Büyükelçiler, Elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Büyükelçi Tcholakov, konuşmasında ünlü tasarımcı Sofya Borisova’nın hazırladığı defileye ev sahipliği yapmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarının söyleyerek konuşmasına başladı.
Büyükelçi Tcholakov, Borisova’nın tasarımını yaptığı kıyafetlerin dünyaca tanınmış moda merkezlerinde uluslararası etkinliklerde sergilendiğini hatırlattı.
Tcholakov konuşmasında, defilenin Ankara Moda Haftası dolayısıyla yapıldığını belirterek Sofia Borisova’nın tasarımını yaptığı kıyafetlerin Türkiye’de Bulgaristan Büyükelçiliği’nde yer almasının ve Türkiye’deki modaseverlere tanıtılmasının ülkeler arasındaki kültürel ilişkilerde önemli bir yere sahip olduğunu kaydetti.
Bulgaristan’nın Ankara Büyükelçisi Tcholakov, modanın, müziğin, güzelliğin ve hepsinden de önemlisi Bulgar-Türk dostluğunun kutlandığı akşamda konuklara ev sahipliği yapmaktan büyük bir onur duyduğunu da ifade etti.
Büyükelçi Tcholakov, defilenin iki ülke arasındaki dostluğun bir nişanesi olduğunun da altını çizerek sözlerini tamamladı.
Bulgaristan’ın Ankara Büyükelçisi Anguel TCOLAKOV’un konuşmasının ardından moda tasarımcısı Sofya Borisova’nın hazırladığı kıyafetler davetlilerin beğenisine sunuldu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.